*
Evde ne kadar ıvır zıvır şey varsa toplamış, günlerdir mutfakta büyük kuzinede yakmıştı. Hem odanın soğuğunu kırmada işe yaramıştı bunlar hem de sobanın üzerinde dem tutturduğu çay... hem de iki kaşık çorbasını pişirmesi için... Bir müddet böyle idare etmişti.
**
Ürkek adımlarla ilerledi, sonra bir anda kendine geldi. Şimdiye kadar kimseye el açmamıştı. Boynunu bükmek ona yakışmazdı. Bütün tabulara, kocasız kadını ikinci el mal olarak gören düşüncelere ve olmayan şerefiyle giden Salih’e inat ayakta duracaktı. Niye saklamıştı ki… önce göğüslerinin arasındaki mektubu çıkardı bütün gücüyle nerdeyse bin parçaya böldü. Ve orda bulunan insanların hayret dolu bakışları arasında havaya fırlattı. Etrafa yayılan kâğıt parçalarından çıkan sesten kendisi bile titredi, taş olsa bu kadar ses çıkarmazdı. Annesi kadar olamadığına hayıflandı.
***
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Çok harika bir çalışma,yüreğinize sağlık.Beğeni ile okudum.Saygılar
Paylaşımın için teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta