salondaki komilere şöyle bir baktım!.kimler yoktu ki!.teyzeler, yengeler, bohçacı bacılar, kuaför güzelleri, sakallı sakalsız dayılar, emmiler, enişteler, falanlar, filanlar!..
oturmuşlar dizi dizi; pişecek pilavı beklerler!.😀pilav pirinçten olup, Şattülarap’tan gelmiş!..biliyorsunuz, Şattülarap bizim sularımızla yeşerir!.bizim sularımızla büyür hıyarlar, pirinçler, çakırdikenleri!..tarih boyunca böyledir bu!..
pilavı pişiren aşçının, aşçı diploması var mıdır, yok mudur bilemem!..belki de vardır, belki de yok!..belki de gerçektir, belki de sahte!..beni ilgilendirmez doğrusu!..ben pişireceği pilavı hangi tencerede pişireceğine bakarım açıkçası!..mesela tencere, tencereden çok üstü açık varile benziyor!..varilin içinde ateş yakıyor, pirinçleri de içine atıyor; pilav aşçısı!..
hişttt diyorum; pilav öyle pişirilmez; su, tuz, karabiber de eklemelisin!..😀
aşçının ahvali böyledir de; pilav bekleyen komilere acıdım ben açıkçası!.içine ateş karıştırılmış pilavı nasıl yutacaklar acaba?!
haydi hayırlısı!...
t.a
Tayyibe AtayKayıt Tarihi : 7.8.2025 13:04:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!