KIVI 235 – Garağacın Gölgesinde Kıvım
Fadime, sabahın ilk ışığında garağacın dibine eğildi. Toprağın nemi, ellerine değil—yüreğine bulaştı. Don hâlâ dizdeydi, ama artık utanmak değil—uyanmak vardı içinde. Çeşmeden gelen su sesi bir çağrıydı: “Kalk, kıvım başlasın.”
Yaprak kıpırdamadı. Dal, Fadime’ye eğildi. Garağaç, onun sırtına gölge değil—güç verdi. Güneş, alnına değil—kararına vurdu. Ve yıldızlar, henüz görünmeden onun içindeki geceyi izliyordu.
Fadime, elindeki orakla değil— gövdesindeki kıvımla biçti sabrı. Kömbe açılmadı bu kez, çünkü artık açılan sabır değil—karardı.
Muhtarın sesi uzaktan geldi: “Kadınlar bekleyecek.” Ama Fadime, susmadı. Sadece sustuğu yerden yürüdü. Ve her adımı bir “S” eylemi oldu:
Sürtünme: Toprakla ayak arasındaki ilk kıvım
Sıçrama: Gölgeden güneşe geçiş
Sığınma: Garağacın gövdesine yaslanış
Sözsüzlük: Ama her şeyin anlatıldığı sessizlik
Ve o an, roman artık roman değildi—bir kıyamdı. Fadime, sayfa değil—sahne oldu
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 4.7.2025 12:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!