KIVI GERÇEKLİK SERİSİ “Kazancı’da Su Yoksa, Kıvı Var” 🪵 Sayfa 1 – “Aybağam Deresi ve Helke Kervanı”
1955 öncesi Kazancı… Su yoktu. Çay yoktu. Ama kıvı vardı.
Kadınlar sabahın köründe helkeleri omuzlayıp Aybağam Deresi’ne yürürdü. Yol, kardan kapanırdı. Bir saat önce açılan iz, bir saat sonra yeniden kaybolurdu.
Kürekle açılan su yolu, bir halkın sabrıyla kazılırdı. Ayaklar buzda kayar, dizler morarıp geri dönerdi. Ama helkeler boş dönmezdi
KIVI GERÇEKLİK SERİSİ “Kazancı’da Su Yoksa, Kıvı Var” 🪵 Sayfa 2 – “Çimme Suyu ve Helke Kervanı”
Kazancı’da kadın olmak, bir helkeyi omuzlamakla başlardı. Aybağam Deresi’ne giden yol, karla kapanır, kürekle açılır, ama yine de kapanırdı. Kadınlar bu döngüyü ezberlemişti. Her sabah, karın üstüne kıvı gibi iz bırakırlardı.
🚶♀️ Çimme Suyu Yolculuğu:
“Çimme suyu” dedikleri, yıkanmak için değil, yaşamak için gerekliydi. Ama o suya ulaşmak, bir düğün alayından daha kalabalık, bir cenazeden daha sessizdi.
Kadınlar sırayla yürürdü. Önde gidenin ayağı kayarsa, arkadaki “kıvı”yı tutardı. Bir keresinde, helke devrilmiş, su değil, sabır dökülmüştü.
🪵 Mizah Kıvı (Absürt Damla):
“Bir gün helkeyi başına geçiren Hatçe, ‘Ben bu suyu içmeye değil, çimmeye götürüyorum!’ deyip derenin ortasında yıkanmaya başlamış. O günden sonra köyde ‘Hatçe gibi çimmek’ deyimi doğmuş.”
IVI GERÇEKLİK SERİSİ “Kazancı’da Su Yoksa, Kıvı Var” 🪵 Sayfa 3 – “Mahmut’un Çığlığı ve Buzun İçinden Gelen Ses”
Mahmut, ergenliğe yeni girmişti. Ama Kazancı’da ergenlik, bıyıkla değil, helkeyle başlardı.
Evde su yoktu. Anasıyla babası bir kefki su yüzünden ayak sürtüşmesine girmişti. Anası kaçmış, babası köşeye sıkıştırmıştı. Kadın, “Su yok!” diye bağırmıştı.
Baba, “Dert etme, Mahmut’u sabah suya yollarım,” dedi. Ev sessizleşti. Ama o sessizliği Mahmut’un çığlığı deldi:
“Ana! ANAA! Sakın bana güvenip teslim olma! Ben bu buzda suya gidemem! Baharı beklen!”
❄️ Buzun İçinden Gelen Mizah Kıvı:
“Mahmut’un sesiyle Aybağam Deresi’ndeki buz çatlamış, helkeler kendiliğinden dolmuş!”
KIVI GERÇEKLİK SERİSİ “Kazancı’da Su Yoksa, Kıvı Var” 🪵 Sayfa 4 – “Bahar Geldi, Helkeler Büyüdü”
Bahar geldiğinde, kar erimezdi — çekinerek geri çekilirdi. Çünkü Kazancı’da karın yerini su değil, helkelerin gölgesi alırdı.
Kadınlar artık çimme suyunu çimmeye kadar taşırdı. Ama bu yürüyüş, bir temizlik değil, bir tören gibiydi.
🚶♀️ Helke Alayı:
Sabahın ilk ışığında, kadınlar sıraya dizilirdi. Önde gidenin helkesi güneşi ilk gören olurdu. Arkada kalan, gölgeyle yetinirdi.
Bir keresinde, helkesi düşüren Zeynep, su yerine kurbağa toplamış. Köyde günlerce “Zeynep’in çimme çorbası” konuşulmuştu.
🪵 Mizah Kıvı (Absürt Damla):
“Hatçe, helkeyi başına geçirip ‘Ben bu suyu içmeye değil, güzelleşmeye götürüyorum!’ deyince Aybağam Deresi bile yönünü şaşırmış.”
KIVI GERÇEKLİK SERİSİ “Kazancı’da Su Yoksa, Kıvı Var” 🪵 Sayfa 5 – “Mahmut’un Helkesi ve Baharın İlk Teri”
Bahar geldiğinde, Mahmut da büyüdü. Ama Kazancı’da büyümek, boy atmak değil, helke taşımaya razı olmaktı.
Anası bir sabah helkeyi kapıya koydu. Mahmut baktı, kar yoktu ama yol hâlâ kaygandı. Yine de aldı helkeyi, omzuna değil, kaderine astı.
🚶♂️ İlk Yalnız Yürüyüş:
Aybağam Deresi’ne giden yol bu kez sessizdi. Ne kar vardı ne kavga. Sadece Mahmut’un içinden geçen cümleler:
“Bu suyu getirirsem, anam döner mi?” “Bu helke dolarsa, babam susar mı?”
Ve o gün, Mahmut ilk kez su değil, kıvı taşıdı.
🪵 Mizah Kıvı (Absürt Damla):
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 23:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!