Kırmızı Burnumun Ardındaki Adam”
Bu gece yine güldürdüm herkesi,
Kahkahalar göğe çarptı, ben yere…
Yanaklarımda boya, içimde bir yara,
Perdenin arkasında bana kimse bakmadı bile.
Çocuklar "palyaço!" diye bağırdı,
Eğildim, hopladım, top çevirdim,
Kalbimse dizlerimin hemen oracığında,
Tepetaklak yuvarlandı içime düşerken.
Ben aslında sustuğum bir şarkıyım,
Her dizesi kahkahayla boğulmuş bir melodi,
Renkli saçlarım gibi dağınık hayallerim var,
Ama hepsi siyah beyaz bir filmin içinde kaldı.
Aynanın karşısında her gece kendimi siliyorum.
Burnumu çıkarıyorum önce,
Sonra gülümsememi…
Ruj gibi sürülmüş sahte neşemi.
Ve en sonunda gözlerim kalıyor elimde,
Islak, yaşlı, çocukluğuma benzeyen bir kırgınlıkla.
Ben bir zamanlar mutluydum.
Küçük bir köyde annemin dizinde büyürdüm,
Bir gün gülmenin sadaka olmadığını öğrendim,
O günden sonra kendime meslek seçtim:
İnsanları mutlu etmek.
Ama kimse bana sormadı:
"Sen mutlu musun palyaço?"
Çünkü kimse palyaçonun ağladığını görmek istemez.
Sadece gül, eğlen, oyalan…
Ve unut acını—makyajının altına göm onu.
Aşık da oldum bir gün…
Seyircilerden bir kadına.
O göz göze geldiğimde
Kalbimde konfetiler patladı sessizce.
Ama o, gerçek bir adam sevdi,
Benimse gülüşlerim takma, gözyaşlarım makyajdı.
Hiçbir çocuğum olmadı.
Ama her çocuk bana “baba olur musun?” dercesine sarıldı.
Bir gün bir çocuk bana sordu:
"Palyaço amca, sen neden hiç gitmiyorsun?"
Gitsem de yoktum ki evlat,
Ben burada kayboldum zaten… sahne perdesinin gerisinde.
Bugün herkes gitti,
Bir ben kaldım kuliste.
Kırmızı peruk elimde, sarkıyor sandalye kolundan,
Ayaklarımda büyük ayakkabılarım hâlâ,
Ama içim çırılçıplak.
Beni sadece yağmur anlar,
Çünkü o da gökyüzünden düşerken ağlar.
Ve yıldızlar…
Benim gibi her gece sahneye çıkarlar ama sabah kimse hatırlamaz onları.
Şimdi masanın üstünde yazılmış bir not var:
"Palyaço artık gülmeyecek."
Altına tarih bile atmamışım,
Çünkü ne zaman başladığını hatırlamıyorum bu kederin.
Belki bu da bir oyundu,
Belki herkes gittiğinde alkış seslerini hayal etmekti işim,
Ama ben sahneden indiğimde
Gerçekten düşüyordum.
Bir daha kalkamayacak kadar derine…
Yarın beni bulacaklar,
Yüzümde yarım kalmış bir tebessüm,
Elimde sıkıca tuttuğum kırmızı burnum,
Kalbimde hâlâ bir çocuğun gülüşü çınlıyor olacak…
Ama bilin isterim:
Ben kimseyi suçlamıyorum.
Bu sadece bir meslek değil,
Bu bir yalnızlık biçimi.
Ben bir palyaçoyum.
Ve artık gülmüyorum.
Mehmet Bildir
Kayıt Tarihi : 7.7.2025 02:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!