aaaaahhhhhh aahh!
şimdi kırk yıl geride olmak var
anasına satayım,
ne emekli olma kaygısı
ne kıdem tazminatı,
ne zabıta
ne polis
ne maliye
ne elktrik-su
ne ay sonu korkusu
ne vadesi gelmiş borçlar,
ne tahsil edilememiş alacaklar
ne alacakla
borç ödeme telaşı
ne onun-bunun sayesinde
ya da bir dalgaya düşüp
üye olduğumuz
yıllarca aidat ödediğimiz
ara taksitlerde
ceza yediğimiz
çoluk-çocuğun nafakasından çalıp
yemeyip, ödediğimiz
ortada hiçbir şey yokken
kaçan
Antalyadaki müteahhit,
sonraki müteahhide ödenen
onca para,
onca dönen dolaplar
her şeye razı olup;
Antalya’da ne işimiz varsa
bu yaştan sonra….
taşındığımız sitede
bize uygun olmayan komşular,
ayrı dünyalardaki
ikinci karım,
yollarımız ayrı evlatlarım
gözümde tüten
torunlarım
Kayıt Tarihi : 10.4.2010 10:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
zor ki zor.. hiç görmediğin antalya da iskana mecburiyet

tecrube ile sabit.
oyleyse geriden gelenler neden yaparlar kabahat.
bilmem ki hocam.
zorunlu goclere...
zorunlu iskanlara mecburiyet...
yüreğinize sağlık. saygı ve selamlarımla.
Öyle ya çıkacaksın yaylaya on onbeş koyun iki üç inek gönder yaylıma gelsin akşama soğuk buz gibi kireçsiz suyla birde tavşan kanı çay yanındada çökelek sen gör o zaman ama nerde
gören varsa söylesin çok güzel olmuç Ibrahim bey gülerek ve düşünerek okudum selamlar
TÜM YORUMLAR (12)