O ne soğuk bir Ankara sabahıydı öyle.
Sonradan fark ettim.
“kahvaltını yap.. aç çıkma”
bir şeyler atıştırmanı seyretmek benim için ne doyulmaz seyirdi anlayamazdın ve ben de anlatamazdım bunu sana yoksa mesele açlığın-tokluğun değildi.
O soğuk, o karlı, o donuk sabahın,-hayatımın en donuk sabahının hatta- tek cümlesinin bu olması ne ilginç.
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Devamını Oku
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?




Banyoda bıraktığın diş macunun ve kokun, havluda biraz ıslaklık, avuç dolusu izmarit, masada ekmek kırıntıları ve ben… Ankara’ya bıraktığın şeyler pek işe yarar şeyler değildi anlayacağın. Bilmiyorum kaç zaman doyurur yüreğimi masada kalan kırıntılar. havlu ne zaman kurur? . Kokun ne zaman çıkar odamdan? Bu soğuk biter mi, bu ayaz? Bahar gelir mi? Nisan ayı mesela…
Özel duyguların ustaca kaleme alınması.Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta