O ne soğuk bir Ankara sabahıydı öyle.
Sonradan fark ettim.
“kahvaltını yap.. aç çıkma”
bir şeyler atıştırmanı seyretmek benim için ne doyulmaz seyirdi anlayamazdın ve ben de anlatamazdım bunu sana yoksa mesele açlığın-tokluğun değildi.
O soğuk, o karlı, o donuk sabahın,-hayatımın en donuk sabahının hatta- tek cümlesinin bu olması ne ilginç.
Ah, Günebakan! zamandan bezmiş,
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,
Devamını Oku
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,




Banyoda bıraktığın diş macunun ve kokun, havluda biraz ıslaklık, avuç dolusu izmarit, masada ekmek kırıntıları ve ben… Ankara’ya bıraktığın şeyler pek işe yarar şeyler değildi anlayacağın. Bilmiyorum kaç zaman doyurur yüreğimi masada kalan kırıntılar. havlu ne zaman kurur? . Kokun ne zaman çıkar odamdan? Bu soğuk biter mi, bu ayaz? Bahar gelir mi? Nisan ayı mesela…
Özel duyguların ustaca kaleme alınması.Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta