Tencere yuvarlandı, kapağını bulamaz,
Altı fazla kararmış, is’lerine bak hele,
Benimki senden kara, deyip masum aramaz,
Tencere kara çıktı, diplerine bak hele.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Sanki marifet sayar, pek şık gezip tozmayı,
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Şiir yazmada ,yola çıkmadan önce,önsel olarak bilinen klasik anlatım biçimlerinden ödün vermeden nelerin anlatılabileceğini iyi düşünmesi gerekir her şair.
Sayın Adaklı bu belirleyici tavır çin yoğun uğraş içinden geçtiğini ''Kibir'' ana konusunun bütün yönlerini notlayarak şiirin potasında eritiyor ve böylelikle kalitesini kanıtlıyor.
Özen/emeği kutluyorum.
Başarı dileklerimle/erdemle/selamlarımla.
harikaydı...bayıldım bu şiirinize.yüreğinize sağlık.
saygılarımı gönderiyorum.
Ölüm hiç düşünülmez, ölmiyecek farzeder,
Ölüm bahsi geçerse, başkasına mâl eder,
Nasîhât bile olmaz, kazık çakmış zanneder,
Ölüme ferman çıktı, mezarlara bak hele.
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta