Tencere yuvarlandı, kapağını bulamaz,
Altı fazla kararmış, is’lerine bak hele,
Benimki senden kara, deyip masum aramaz,
Tencere kara çıktı, diplerine bak hele.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Sanki marifet sayar, pek şık gezip tozmayı,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Şiir yazmada ,yola çıkmadan önce,önsel olarak bilinen klasik anlatım biçimlerinden ödün vermeden nelerin anlatılabileceğini iyi düşünmesi gerekir her şair.
Sayın Adaklı bu belirleyici tavır çin yoğun uğraş içinden geçtiğini ''Kibir'' ana konusunun bütün yönlerini notlayarak şiirin potasında eritiyor ve böylelikle kalitesini kanıtlıyor.
Özen/emeği kutluyorum.
Başarı dileklerimle/erdemle/selamlarımla.
harikaydı...bayıldım bu şiirinize.yüreğinize sağlık.
saygılarımı gönderiyorum.
Ölüm hiç düşünülmez, ölmiyecek farzeder,
Ölüm bahsi geçerse, başkasına mâl eder,
Nasîhât bile olmaz, kazık çakmış zanneder,
Ölüme ferman çıktı, mezarlara bak hele.
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta