Keşke bir silgi olsa elimde,
ya da ben bir silgi olsam...
Silsem dünyadaki tüm acıları,
gözyaşlarını ve yüreği ağlatanları.
Keşke...
Bazen diyorum: “Çek git, arkana bile bakma.”
Acılar, mutsuzluklar, hayal kırıklıkları benden önce dolduruyor valizi.
Yollar sanki bitmek bilmiyor.
Hasret, daha ilk adımda dolanıyor boynuma.
Gözlerimden kan damlıyor.
Kim yanlış yazdı, kim diyecek gücüm bile yok.
Bazen duyduğunu duymamak,
gördüğünü görmemek
ve bildiğini bilmemek kurtarırmış insanı.
Peki, benim silgim silmeyi bilmiyorsa?
İşte yine kâğıt, kalem ve hasretinle baş başayım.
Yine yazıyorum.
Ağlıyor kalemim, damla damla akıtıyorum.
Dilimin keskin virajlarında
pati yapan kelimelere inat
üç harf giriyor koynuma.
Gece uzadıkça uzuyor.
Dilim, bağcıklarının beşiğini sallıyor.
Zifiriye çalıyor mavi düşlerim.
Ben, maviyi neden bu kadar çok sevdim, hatırlamıyorum.
Keşke acıları,
ihanetleri,
umutsuzlukları unutsam...
Ama ben seni unutuyorum.
Hiç istemeye istemeye...
Kıpırtısız yüreğine dokunamıyorum.
Dokunsam kalırsın, biliyorum.
Kıyamazsın bana, gidemezsin benden.
Döndüm arkamı; sapla,
sapına hayran kaldığım en paslı
hançeri...
Kinim unutturur belki seni.
Yoksa seni asla unutamam sevgili.
Güneş doğmayı,
bebek ağlamayı,
kalbim atmayı unutur da...
Ben seni unutamam.
Unutamam...
Unutamam.
02.07.2025 – 14:44
Kayıt Tarihi : 2.7.2025 14:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!