Sustun yine!
Susmalar girdi aramıza
Kim bilir hangi yastığın altına koydun sözlerini
Ve hangi ara kapattın bana gözlerini
Gittin yine susmaların arkasına saklandın
Kim bilir hangi sessizlikte saklanıyorsun şimdi
Bu cümleler aktarılmıştır hayattan beyite.
Güvenme kendine döner bir gün; bey, ite.
Dert verir, eza verir sınamak için “O”, kuluna.
Yoksa can verip de salar mıydı hayat okuluna?
Her gün aynı günahın yasını tutan ruhumu unutuşum,
Sevdim dediğim Rabbime ettiğim ihanetimdendir.
Sözsüz bir şarkının işkenceler etmesi ruhuma,
Manaya ulaşan halimin sözcüğe gark oluşundandır.
Yorgun düşmüş de diyememiş kal dili.
Biraz bak idrak ediver ne diyor hal dili.
Gönül ne bilsin sensiz bayramı, kandili.
Zehir söylemekten olmuş bak, kan dili.
Karartacaksan dünyamı, söndür kandili...
Senin dokunmadığın bir elbisem bile yok.
Her kıyafet değiştirdiğimde ciğerimi yakar kokun.
Kıyafetlerim kırışık ütü kelimesini unutalı.
Soyadım kısa sen olmayalı, gözükara
Söyle nasıl gittin,
Yaşanan her şeyi bir "Hakkını helal et! " cümlesine sığdırıp?
Ben kitap devirirken, bir kaç sayfa okumuşsun
Sana bir haller olmuş, hallenmişsin
Sükût öğreneyim derken celallenmişsin
Gönlün bir bardakken kova olmuş
Söyle bir kova ne kadar taşır suyu
Ben kazdım gönlümü, oldu derin kuyu
Bir gidişi vardı kadının;
Sözleri tuzdan hançer,
Gönlüme saplı duran.
Gözleri intihar mektubu.
Gel de yaşa...
Dört mevsimin vardı ama seni hep baharda sevmişler.
Oysa en sert kışlarda bile severdim seni.
Anlarımı mutlu eden, katl-i zaman dilberi.
Bazenlerin vardı senin, her biri bir ömre bedel
Bu yüzden bazen severdin beni
Senin aşkın bir ağaçtı bende, yediveren
Allah'tan gelen hayat kaynağısın sen,
Seninle insanlık sıfatına erişen benim.
Sensiz ben, ruhsuz beden gibiyim.
Ulaşılacak en yüce makamsın sen,
Seninle ayakta durabilen derviş benim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!