Günaydın ile kalkıp ayrılık ile uyuyorduk.
Bazen uslu duramayıp, şeytana uyuyorduk.
Her gün 100 kere vedalaşıp tekrar arıyorduk.
Sadece bedenler ayrıydı, biz ayrılmayı başaramıyorduk.
Yarım kalan hecelerde boğuluyorduk.
Se... deyip kalıyor, Öz... deyip ölüyorduk
Bu kadar basit midir hayat?
Sevda bu kadar basit midir?
Düşüncesizce konuşup, kırmak mıdır?
Ve arkasından kuru bir mesaj;
Üzgünüm...(3 noktası da eksik olmaz hiç.)
Sen yolda gördüğüne taş diye tekme atarsın,
Yuvarlanır gider de kuyumcuda elmasa döner.
Şöyle bir pişmanlıktır ki bu yaşarsın;
Kaçan değerli taştan, atılan tekmeye döner...
Öyle bir sevda yaşayalım ki seninle
Öyle bir bak ki bana erisin donmuş kaderim
Öyle bir gül ki bana yıkayım bütün engelleri
Öyle bir el ver ki bana koşalım seninle
Kimsenin görmediği ufuklara
Kimsenin düşünmediği umutlara
Dün gece seni düşündüm, yanında olmayı
Yastığın olsaydım
Başını omzuma yaslasaydın,
Kalbimi sulasaydın göz yaşlarınla,
Saçlarının kokusunu çekseydim sineme.
Seni gördüğümde bir tohum düştü yüreğime
Seni tanıdıkça filizlendi
Sevgiyle besleyip, gözyaşımla suladım
Aşkı, sevdayı öğrettim ona
Bir gün büyüdü tomurcuklanıp, çiçek açtı
Aşkı sakladım içine ve kulağına fısıldadım Aşk diye
Seni teşbih eder yazdığım tüm satırlar.
Sensizken boynuma vurulsun satırlar...
Senin en güzel makyajındır kafiye.
Sensizliktense zehir daha kafi, ye! ...
Sana "Sevgilim" değil,
"Sevdiğim" derim.
Sevdiğim belli,
Sevdiğin değil...
Sana "Yâr" demem,
Bir kuyuydum ben derinliklerine kendimi saklamış
Susayan başıma gelirdi
Önce su var mı diye taş atardı,
Sonra bir kova aklıyla su alırdı
Üstü kirliydi suyumun, biraz altı acı
Kimi kiri görüp döktü suyu
Eşsiz huzur ve mutluluğa sahipsin sen.
Ölmeyi geçtim, yaşamaya değersin sen...
Yüreğim sende mahkum, bunu bir bilsen.
Bir bakışınla can damarıma değersin sen...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!