Yol sapağında gönlü kırık sebepsiz gücenmeler vurgun yemiş dudağımda.
Eli kolu bağlanmış bir mahkum mahçupluğunda.
Peh! Yine değerli moduna soktum kendimi, kimsenin değer vermediği değerimi kutsayarak.
Tüm kutlarımı havanda su döğmenin saçmalığına bağlıyorum yaşananları şimdi.
Kaç deniz ötede esiyor şimdi tenimi okşayan rüzgâr.
Yüzümdeki değişim kiplerine, kibrimi yüklerken savaş verdim don kişot misali, içimde yarattığım düşmana.
Pişmanlığın kol gezdiği saatlerde, kendime düşman olmanın acımasızlığında arsız davranışları aklıyor ermeyen aklım.
Gün batımı, günü kül etmenin çılgınlığını yaşarken kızıla boyuyor dünyayı.
Şimdi zerre toz olma yolunda ilerlerken erimsiz yolda, gövdemi paramparça edecek anın derinliğindeki o derin kuyudan çıkamamanın hüznünü yıkayacağım yüzümde.
Gözlerim afaki bir sonsuzluğu özlerken, yıldızların sahte ışığına öykünen masallar anlatıyor insanoğlu, mişli geniş zamanların hiçlik kokan kuytusunda.
Gözlerinde umut ışığı yüreğinde çaresizlik.
Kayıt Tarihi : 18.6.2025 14:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!