Bugün yine fecri sadığı bekledim yalancı fecirden kurtulmak için,
Dağların arkasına saklanan güneşi beklerken bir hayale kapıldım,
Karanlıktan kurtulup hakikate ulaşmak için,
Yine başım iki elimin arasında uçsuz sorular, neden niçin?
Aldım valizimi elime, içine tevekkülden başka koyacak elbisem yoktu,
Tedbir dedikleri yüksek duvarları yıkmak istiyorum, ''çok ilkelsin'' deseler de,
Yürümeye başladım çıplak ayakla çakıl dolu yollarda ihlastan başka koruyucum yoktu,
Bedir kuyusunda buluşmaya gidiyorum kendime doğru, rüzgâr sert esse de.
Hep şikâyetçi oldum aldatanlardan, oysa asıl bendim kendimi aldatan,
Acziyetimin arkasına saklanan, yine bendim mücadeleye gözlerini kapatan,
Korku zinciri hamasetimi kenetlemişti, kendi ayaklarımı bağlayanda bendim aslında,
Çünkü bu kalkamamanın en kolay yoluydu, işi sağırlığa vurup bendim kendini avutan.
Okçular tepesine doğru istikametim, emir sahibine şüphe duymadan,
Takva zırhına büründüm yanıma kılıç kalkan almadan,
Bu yolculuğa ömrüm yeter mi bilemiyorum,
Hira mağarasında buluşmaya gidiyorum kendime doğru, arkama bile bakmadan.
Batıl kültür yıllardır ayrı tuttu fikrimle şuurumu,
Bir türlü zihnimle nefsimin yakası bir araya gelmedi,
Bu nasıl bir plandır ki hasret kaldım şahsiyetime,
Kendimi tanımayan ben, asılında özünde ben değildim ki.
Ben, ben olmaya doğru yol alıyorum hakir bakışlı çöllerde,
Kurulmuş çadırlar Nusret diliyorum, arınmak için kutsal beldede,
Kureyşin dışında dağların eteğinde bir el tuttu sanki yüreğimden,
Akabe de buluşmaya gidiyorum kendime doğru, bir daha geri dönmemecesine...
Kayıt Tarihi : 23.5.2020 16:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!