Merhaba…
Bugün yine konuşacak kimse bulamadım.
Her zamanki gibi, yalnızlığın soğuk sessizliğiyle oturdum masama. Bir kahve kendime, bir kahve de beni dinleyecek… yine kendime.
Alıştım aslında. Bir kahvenin buharına anlatmaya içimde birikenleri. Fincanın kenarına düşen her damla, sanki sakladığım sırları taşıyor. Bazen kahve beni dinliyor, bazen ben kahveyi.
Telefonum sessiz, kapı zilim toz tutmuş artık,
penceremin önünden geçen adımlar bile tanımadığım insanlar. İçimde ise tanıdığım en gürültülü kalabalık: suskunluğum.
Kendi kendime dertleşiyorum artık. Çocukluğumla, ergenliğimle, hayallerimle… bazen kırgın yanımla, bazen gülümseyen yanımla. Bir kadının tek dostu kendisi olabiliyormuş, onu öğrendim.
Biliyorum, dışarıdan bakıldığında sıradan bir gün gibi. Ama içimde her gün ayrı bir öykü yazılıyor. Belki kimse okumayacak, belki kimse dinlemeyecek. Ama ben yine de anlatacağım. Çünkü anlatmazsam, kaybolurum.
Aynadaki yansıma bana bakarken, “Bugün nasılsın?” diye fısıldıyor sanki. Ben de gülümsüyor gibi yapıyorum. Oysa cevabım çoğu zaman sessizlikten ibaret. İnsan kalabalıklar içinde de yalnız hissedebiliyor; ama benim yalnızlığım biraz daha farklı. Ben, kendi sesimle teselli bulmaya çalışan bir kadınım.
Belki bir gün biri çıkıp gerçekten dinler beni, bilmiyorum. Belki de kimse gelmeyecek. Ama olsun. Ben yine de yazacağım, yine de anlatacağım. Çünkü bu hikâyenin tek şahidi benim.
SİLEZYA
Silezya Şiirleri
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 01:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!