Bilmiyorum,
kaçıncı kez sustum kendi içimde.
Sesim, bir kuyunun dibinde çırpınır gibi,
duyan yok...
duyacak kimse de kalmadı galiba.
Yine aynı köşede yakaladım kendimi,
seninle hiç yaşanmamış şeyleri
yaşanmış gibi anarken…
Ne tuhaf,
bir yalanı bile böyle özleyebilir mi insan?
Zaman dedikleri,
yalnızca bir unutuş değilmiş,
bir tür kabuk…
Ama içimde hâlâ sızlayan bir şey var,
adı sen değil belki,
ama izi senden kalan bir eksiklik.
Kendime kızıyorum.
Hâlâ seni affetmediğim için değil,
hâlâ seni affetmeye çalıştığım için...
Bir türlü sökemediğim bir alışkanlık gibi
kaldın içimde.
Neyi beklediğimi de bilmiyorum.
Gelmeni değil artık,
bir izini, bir kokunu,
bir taşın üstünde,
bir rüzgârın içinde
arar gibi…
Bazen diyorum ki,
belki de seni hiç sevmedim.
Sadece sende
kendimi tam sandım.
Ve şimdi her eksilişin,
aslında benden bir şey koparmış.
Kırgın değilim sana.
Kırgınlık da eskidi içimde.
Ama kendime…
kendime başka türlü yanıyor yüreğim.
Çünkü en çok,
beni böyle yarım bırakanı
hep tamam sandım.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 20:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!