Kemiklerin şarkısı Şiiri - Nafiz Karak

Nafiz Karak
73

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Kemiklerin şarkısı


Kül bir kelebek, göğsünde yanar gece,
Kargalar taşır gökyüzünü, dikenli bir hece.
Zaman, bir bıçak, damarlarında usul usul keser,
Ama sen, ey kırık ayna, hangi yansıma senin eser?

Kuru bir dalda, bir naber çiçeği,
Kökleri zehir, yaprakları eski bir neşe.
Toprak fısıldar: “Unutma, ben senin mezarın,
Ama aynı anda, doğuşunun da nazlı baharın.”

Saatler erir, cıva gibi süzülür avuçtan,
Bir çocuk koşar, gölgesi düşer kırık bir uca.
O çocuk sen misin, yoksa kaybolmuş bir naber?
Yolların tozu, kalbine sızar, sorar: “Nereden, nereye?”

Kum fırtınası, gözlerini kör eder bir an,
Ama içinde bir pusula, hep kuzeye kan.
Dikenler batar, kanınla yazılır bir destan,
Her yara, bir harf; her çığlık, bir sessiz bestekar.

Denizler yutar gemileri, ama martılar alay eder,
Özgürlük, bir tuz tanesi, dudaklarında heder.
Dalga kırılır, köpükte saklı bir eski lanet,
Aşk mı, kin mi, yoksa sadece bir gölge mi bu tehdit?

Göğün çatısı çöker, yıldızlar bıçak gibi iner,
Her biri bir soru, her biri kalbine bir zırh deler.
Cevap arama, ey yolcu, cevap sensin zaten,
Kemiklerin şarkısı, sonsuzluğa yazılmış bir naber.

Bir alev dans eder, çöldeki son kaktüsün gölgesinde,
Rüzgâr ona sorar: “Neden bu kadar yalnızsın sende?”
Alev güler, “Yalnızlık, ruhun en keskin kılıcı,
Ama aynı anda, özgürlüğün tek gerçeği.”

Ey kırık heykel, ey tozlu yolun yolcusu,
Kâinat bir aynadır, bak, gör kendi korkusunu.
Ama korkma, çünkü korku sadece bir gölge,
Sen bir ışıksın, doğarsın her kırık rölyefte.

Kemiklerin şarkısı, taşlara kazınır usulca,
Her nefes bir isyan, her susuş bir başka yemin.
Yürü, ey insan, göğsünde bir galaksi taşırken,
Sonsuzluk senin, yeter ki zincirleri kır bir an için.

Nafiz Karak
Kayıt Tarihi : 18.4.2025 10:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!