Bu gözler miydi varlığın esrarında süzülen
Gölgelerle örülmüş bu ebedi gök benim
Biz sukut erleriyiz sonsuzlukta titreyen
Hakikat aynasında bu yansıyan yüz benim
Bu halvet meclisinde bir varmış bir yokmuşum
Ne bir iz ne de bir ses bu hiçlik diyarında
Beni bende ararken kendimde kaybolmuşum
Bir gölgeye sarıldım bezirgân tezgâhında
Sürgün yemiş ruhların hasretle dolu bu bağı
Ne gündüze karıştım ne de geceye derman
Ne yurt kaldı geride ne de vuslat toprağı
Bir secdeye dönüştü yoklukta geçen zaman
Bir sır vardı kalbimde külden bir sabah gibi
Akıl erse ne yazar gönül erdi bu derde
Ne diller anladı beni ne de gönül işitti
Herkes döndü yurduna kala kaldım bu yerde
Ensemde demir balyoz sırtımda kayıp zaman
Düşen her damla yaş toprağıma can verir
Ölüm ki sırrın sırrı her zerre de bir isyan
Benliğimden soyundum ruhum manada erir
Zaman bir bıçak gibi sineme saplanırken
Dudaklarım mühürlü harf harf döküldü gece
Kanadı kırık bir kuş gökyüzünde uçarken
Benliğimden süzülür uçar gider sessizce
Mesut Tari
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 17:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!