Pas tutmuş deryaları coşturan donanmalar,
Savrulmuş sahillere yosunlu yelkenleri?
Hangi tersanelerden uğurlayacak rüzgâr?
Engin okyanuslara sefere gidenleri.
Esiyor fırtınalar acep hangi diyarda?
Nerede denizleri dar eden Barbaroslar?
Ne zaman şahlanacak fırkateynler sularda,
Daha ne kadar puslu bekleyecek Toroslar?
Ne zaman yeşerecek sis çökmüş ovalarda,
Ecdadının ektiği mermi çekirdekleri…
Mevsimler koklayacak acep hangi baharda?
Karlı yamaçlardaki kan kokan çiçekleri...
Düşmüyor gönüllere gölgesi kubbelerin,
Çökmüş şafaklarına kalplerin kara duman.
Ne zaman ışıltısı sarsacak zirvelerin?
Aydınlık ufukları açılacak ne zaman?
Bekliyor doruklarda donmuş şanlı destanlar,
Görkemli vadilerde çağlayacak zamanı.
Bekliyor kıtaların bağrına taht kuranlar,
Bekliyor sur dibinde yağız atlar fermanı.
Bitsin bu sessiz çığlık, çağlar açsın izlerin!
Terinle coşsun sular, çığlar kopsun sesinle.
Aydınlatsın karanlık ufukları gözlerin,
Şenlensin baştan başa yeryüzü nefesinle.
Ekim 2013
Kayıt Tarihi : 3.1.2016 23:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!