Açılmamış kalbimin içinde
Rayları ile geçer trenler
Üstümden
En içimden...
Fakat o ortadan bir yel gelir
Alır götürür beni senden
Ne zaman tik tak'lara aldandık
Onlar hep geçti geçeceklerdi
Ve geçtiler...
Ve sonradan esir oldular
Kendi kanaviçelerine
Orada kendi işlerini aradılar
Ve bulamadılar...
Aylardan Mayıs
Ve güneş yine izimde
Fakat o gittikçe
Seni de silecek...
Bir gün akıtılan yağmurla
Veya mülteci insanlarla...
Gözü gözle aramaz
Ayak ayakla tokuşmaz
Her insan da her insanla bakışmaz...
Bakışlar tahta suratlarda
Olmasaydı
Buradaki güneş de
Bataklık ellerin içinde türemezdi
Ve kimseyi kimseden götürmezdi
Ve çarmıha gerilen güneşin işçi gücü
Orada ikimizi de çarmıha gerecek
Ancak satıcı yağmurlarla
Gözlerimiz havada takla atabileceklerdi.
Ama dışarıdan gelen yaşlı karga
Dostluk mektuplarımızı görmedi
Hepsini eridi yedi bitirdi...
Hiçbirimize en sonunda
Hiçbir şey kaldı
Elimiz ne zaman erirse
Belki o zaman dostlar da birbirlerine
Tokuşmadan kavuşabileceklerdi.
Ve havada bataklık
Ayaklar çok yerle toz
Yad eden gözler havada
O an bir kuşbakışı çizerler
Hem gözlerine
Hem gözlerime
Ve yeniden
Yeniden
Saçlarımız dökülüne kadar..
Çizmeye devam eder...
Ve yıllardan olmuş Kasım
Kapımı çalan yağmurla
Gönderdim bir leylekle
Karlı kalbine...
Karlı yeryüzü seni çekti o an
Gönderdi bana senden bir dostluk
Her an her şey şan
Erir üstünde
Kırmızı bir şal...
Fakat eller hiç yalan söylemez
Bu yalancı diller olmasa..
Sadece bizi ittiren rüzgarlar yalan söylemezler
Seni bana beni sana yakınlaştıran
Dostluğun gün ışığında
Ve günü izleyen
Batımına...
Kayıt Tarihi : 23.5.2019 20:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)