Ne mülkiyeti var, ne de hanesi
Sırtında bohçadır, gelir karnesi
Kasavetle geçer, bütün senesi
Bir Kedisi vardır besleyip durur.
Bütün varı bir odadan ibaret
Sırtında heybesi eyler ticaret
Felek kaderine yazmış esaret
Her oyun patates haşlayıp durur
Ne bir ekini var, ne de darısı
Benzi solmuş sanki limon sarısı
Köyün hilkat dulu, yoktur karısı
Cennette huri'yi düşleyip durur
Anlatmaz kimseye hali, derdini
Teselli eyliyor, kendi kendini
Kırkında Feleğin yemiş fendini
Üç aylık Oruca başlayıp durur.
Bazen abdal olur, bazen de derviş
Elinde tespihi, sanırsın ermiş
Her seçim oyunu sağına vermiş
Şeytan gibi Solu taşlayıp durur.
Dervişin derdini, bilmedi kimse
Dinmiyor acısı, ne yana dönse
Türlü aş görüyor gözünü yumsa
Düşünde börekler dişleyip durur.
Sırtında heybesi dağ taş dolaştı
Yoksullukla ahbap oldu alıştı
Ömür geldi yetmişine yanaştı
Gündelik namazı beşleyip durur.
Der Vezir, destanım bir ahu zardır
Yoksulun ahvali, ateşten hardır
Taksirat piri-pak, ameli kârdır
Azrail pusuda, bekleyip durur...
01. 04 .1989 / Yoncalı Köyü
------------------------------------------
Vezir PEHLEVAN
Vezir Pehlevan
Kayıt Tarihi : 3.5.2022 17:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sonsuz saygılarımla
Hayırlı cumalar dilerim
***Eyvallah Ustam, çok teşekkür ederim. Ben bu Şiirimi unutmuştum.
Ehh Şair dediğin her zaman ve her yerde incelikleri görür ve keşfeder...
Hürmetle selamlarım...
TÜM YORUMLAR (2)