Kaya Katipoğlu Şiirleri - Şair Kaya Kati ...

İki kapılı bir hanın bir kapısından girdik,misafir oluyoruz şimdilik.

Kaya Katipoğlu

Benim bir kardeşim var,
Adı sevmek soyadı aldanmak,
Yaşı çok küçük ama,
Görenler canavar sanacak,
Şirin mi şirin,
Bir o kadar da yumurcak,

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Bir dostum var beridir,
Derdimizde bir o giryan,
Muhabbetimiz rakseder,
Hasbıhal olur şataraban,
Akrep onunla koşar,
Dört nala gider yelkovan,

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Ağlama,
Gözyaşlarına set çek,
Kirpiklerine çarpıp da,
Yıkmasın köprüleri,
Mahcemalinden akıp da,
Çatlatmasın yolları,

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Ah-u vah Gazze'ye,
Kenan'ın müstebitinin,
"Merhametine" kalmış,
Mazlum olurcasına,
Çınardan asasını yere vurup,
Maran edenin kavmi,

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Terkediyorum,alem-i cihanı...
Soluk benzimi,
Atmayan kalbimi,
Kara toprağın şefkatli kollarına emanet edip,
Terkediyorum...

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

İstanbul'dun,seni gezmekti niyet,
Suriçi'nde mahsus ve mahfuz bir konaktın,
Taşınmak da satmak da,
Namümkün!
Üsküdar'ın koynunda Kız Kulesi'ydin,
Ne bahri aştım,

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Ey dilruba!
Gönül kapım kapalı,
Kısmet kilidi kırılmaz,
Anahtar desen hiçbiri uymaz,
Sen geldin,
Sevda balyozuyla kırdın kapımı...

Devamını Oku
Kaya Katipoğlu

Türkiye'de ideolojik mutaassıplık, yanılma ve düşünsel bağımlılık kol gezmesine rağmen nadiren vasıflı ve namuslu insanlar çıktığı görülmüştür. Bu insanların hakikaten bir taraftan aydın,bir taraftan vatanperver olduğunu görmek istiyorsanız, hiçbir cenahın bu kişiler hakkında kötücül düşünmediğini ve konuşmadığını farkedersiniz. Bu aydın zarar gördüğü zaman "zıt düşüncelere sahibim ama şu kişinin zarar görmesine üzüldüm" dediğiniz an, o kişinin namuslu ve bilgeliği hasebiyle aydın olmasının hakkını teslim etmiş olursunuz. Tümevarım yapmak durumunda olsak da neticede genelden sıyrılan istisnalar,düşüncelerimizle paralel giden umutlarımızı yeşertebiliyor. Siz siz olun,hangi ideolojiden olursa olsun bir insanı dinleyin. İyi-kötü ayrımını yapacak çarkların, o insanın sizinle zıt görüşlerde olmasına rağmen nasıl çalışıp size o kişi hakkında sonuç vereceği kuşku götürmez bir gerçektir. Milletin zamana ve birikime dayalı olarak özümsediği mehfumlara sarılarak ve milletinin öbeklerinin saygı duyduğu şahsiyetleri, fikirleri, yasaları; ağzımızdan "whataboutism" köpükleri saçmak suretiyle hor görerek değil de milleti, yürekten inanarak bu ögelerle ileriye taşımak başat faktördür.Bir taraftan da,doğruya ulaştırma gayretiyle karşının değer yargılarını topladığı bir olguyu eleştirmek ama bir taraftan da, karşının değeri olduğu bilinciyle kırıcı olmamak ilkesiyle hareket etmek elzemdir. Niyet iyiyse, amaç doğruysa zaten bu yolda atılacak adımlar sarhoşça adımlar olmayacağı için karşının da bir zamandan sonra takdirini kazanır ve buradan karşılıklı saygı doğar.Bu saygı mesela Mumcu gibi Meriç gibi insanların attıkları doğru adımlarla,namuslu ve vatanperver oluşlarıyla ilişkilidir ve maalesef istisna olmalarıyla ilişkilidir. Uğur Mumcu Kemalist idi, Cemil Meriç ise bu ideolojiye zıttı ancak ikisinin de aydın olduğunu,milletine mâl olmuş zatlar oldukları gerçeğini (bu sebepler ve parametreler dahilinde düşünüldüğü zaman) değiştirmiyor. Düşün ve münakaşa hayatımızda biz neredeyse hiç bu ilkelere göre hareket etmedik. Bu kavga hep bir etki-tepki prensibi dahilinde cerayan etti ve bunun böyle devam etmeyeceğini dile getirmek isteyenler ya bu ahvalden nemalananlar tarafından ya da böyle bir kültürün, bu saatten sonra oluşmayacağını öngörerek bu hayattan tasviye oldular, edildiler. En temelde yine aynı sonuca çıkıyoruz: Çıkarı vatandan yana olanlar ve olmayanlar...Çıkarı vatandan yana olmayanlar dediğimiz gibi bu ortamı lehine kullanır ancak çıkarı vatandan yana olup bu sebeple ortamın aleyhimize işlediğini gören ancak elinden bir şey gelmeyen o kimseler ise bu "tiyatroyu" acı içinde sönümlenerek izlerler.

09.11.2025
Bursa

Devamını Oku