Dert deryasında kalıp da yosun bağlamamak olmazdı
Hangi mevsim geldin bilmiyorum; ama yağmur azdı...
İnsan vücudunun dörtte üçü aşkla dolu
Şimdi sus lütfen, bu gece sana aşkla geliyorum,
Dur konuşma, bu gece sana intiharlarla geliyorum,
Ağla; çünkü bu gece sana afaroz edilmiş papazlar
Kilise duvarına mum diken imamlar gibi aptalca geliyorum.
Evde bıraktım kafatasımı
Aç kapıyı, bu gece sana tüm akılsızlığımla geliyorum.
Bak işte kesip attım sağ bileğimi bir daha sana kalem doğrultamasın diye!
Hayır, hayır o da ne?
Kesilmiş sağ bileğim, doğrulup düştüğü yerden,
Ayırdı bedenimle sol bileğimi de...
Bak yağmur başladı durup dururken;
Bu E y l ü l haddini aştı, fazla oluyor yine.
Bu gece senin için birilerini öldürüyorum
Bu gece azılı bir anarşist olup çıkıyorum durduk yerde
Duvarlara yazılar yazıyorum,
Hiç olmadığım kadar masumum ama polisten kaçıyorum bu gece.
Bu gece adaklar adıyorum sensizliğe
Kurban edilecek tek damla kanım kalmamış
Bileklerim zaten kesik,
Ayaklarımı bağlatıp sözümü kestiriyorum adağım yerine gelsin diye
Sözüm kesilmiş, duruyor bir köşede
Çok söz var,
Sözlerimden etrafa yayılmış çok kan var
Sıçramış üstüne senin de...
Sen gel yeter,
Zordur gelişinin hayaliyle beklemek
Hem bak yağmur da var kesin cemre düşecek
Sen de biliyorsun zordur,
Her adamın harcı değildir üç cemreden ikisini gözlerine düşürmek!
Yüzün jiletle ortadan ikiye ayrılırken zordur önünü görmek,
Jiletin açacağı yarığa kan kırmızısı güller ekmek
Ki her sabah yüzümü yıkıyorsam, bu yüzümde sana güller büyütebilmek içindir,
Zordur kanı pahasına, canı pahasına yüzünde güller yetiştirmek...
Bunu sen de bilmelisin E y l ü l en çok yağmuru sever,
Biliyorum, artık kimse beni inandıramaz;
Çok eski bir zamanda çok dayak yediği için kırmızıdır güller...
(Karakale'm 'e katkılarından dolayı teşekkürler...)
Süha CankurtaranKayıt Tarihi : 7.3.2014 13:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!