Benziyordu kara bir trene,
Dolaşan otobüs,
Kıpırdanıyordu bazen bir kaplumbağa gibi,
Bazen de bir yılan gibi inliyordu,
Bazen ise uçmaktaydı bir karga gibi,
Toz kaldırarak toprak yolda.
Kömürü, petrolü ve doğalgazı çıkarıyorlar dünyanın derinliklerinden,
Berrak sulara, okyanusların dibine ölüm çöküyor,
Lağım kusuyorlar insanlığın geleceğine,
Gün dumanla kararıyor, hava zehirle kaplanıyor.
Havuzlarını, günlerini, aylarını, yıllarını,
Moloz yığınları sokaklarımız,
Moloz yığınları dağlarımız,
Ovalarımız, suyumuz, havamız,
Nefes alma kanallarımız.
Moloz yığınları deniz kıyılarımız,
Boyun eğmedik ama,
----bıçakladılar bizi sırtımızdan,
Sihirbaz değilim ben,
----dostum,
Kaybettim ama,
----çok şey,
Yüce
----birer
--------varlık
------------olduk
----------------inancımız
--------------------ile,
Karınca sarayı kuru kafa,
Göğsüne ağrı vermek için,
Rüzgarın dağımda, karanlığın gecemde olsun.
Teşhis konulduğu anda tedavi bulmak zorlaşır.
Ama tek kelimeyle,
Tükenir meyveler, karışır bengi su,
Bu acılarda yaşamalı, arslan gibi,
Burda arslanlar bulunur, ilerle oğlum,
Arslan yetişmeli, arslan mecrasında.
Davranıp devam etmeli düzlüğe, yarın buralardan,
Sağdım
----sütü
--------helalinden,
Yemin
----ettim
--------şairime
Üzgün,
----üzgün
--------bakar
------------keklik,
Çıkar
----bazen
Neptün'deki yıldız tozunda,
----terliyor vehim hayatlar,
Gerçek bir iktibas gibi,
----hüzünlü satırlarda hayatım,
Her izi derinden sayfalarım,
----sanki bir not defterinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!