Sabrımın surları yıkılmıştı, savunmasız andaydım.
İnsandan duvarlar üzerime yıkılmıştı, enkaz altındaydım.
Ve ben çaresizdim çarelerin içinde.
Ve ben yalnızdım şehrin en işlek caddesinde.
Ve ben rotasız bir gemiydim, duygularım kaptandı,
Karışık bir adamdı, ten rengi hasretti.
Aradığı uzaktaydı, imkansızlıktaydı, aslında yoktu.
Ve ben çare dedim şiirlere sığındım.
Gırtlağımda biriken dağlar mısralara yüzdükçe
Yol oldum, yolcu oldum.
Hiçlikten varlığa ayak basan oldum.
Hayat yüzüme güldü, düşüncelerimde bir bebek doğdu.
Yalnızlığıma kalabalık oldu.
Günler aktıkça bebek büyüdü, büyük adam oldu
Lakin zamanın dar geçitlerinde bir cellat oldu.
Sabahlarımı öldürdü, içimdeki nice benleri öldürdü.
Boş kaldım, boşluktan bir adam oldum.
Ve ben anladım ki düşünceler mürekkeple yıkanmaz.
Şiirler gözden düşen okyanusları kurutmaz, yaşatmaz.
Öyleyse düşüncelerimdeki karıncalar
Kalbimden dökülen mürekkebi taşımasınlar, ölsünler.
Kalemime kilit vurulsun, sayfalara sızmasın kelimeler,
Parça parça dökülmesin benler.
Şiirler sussun, düşüncelerimdeki cellat sussun.
Kayıt Tarihi : 5.8.2023 01:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!