Bir çocuk anımsıyorum. Doğuda. Hani birçoğunuzun sevmediği yerde...
Hani her çocuk gibi oradakilerinde, nerede doğacaklarını seçemedikleri bir yerde. Belki Diyarbakır, belki Kars, belki Hakkari. Herneyse...
Bir soru anımsıyorum. Doğuda. Hani birçoğumuz gibi, orada büyüyen çocuklarında sahip olmak istedikleri oyuncaklara sahip olamadıkları biryerde... Baba ‘’ mayın nasıl dünyaya gelir’’ diye soruyorlar. Tıpkı bizim ‘’baba ben nasıl dünyaya geldim’’ sorularımızdaki aynı masum ifade ile...
Oysa ki; hepimiz aynı halayın birer zılgıtlarıydık. Ölümüde vardı bu dünyanın, gördüm. Türk’te de,Kürtt’e de, Çerkez’de de, Gavur’da da gördüm... Hepsinde aynı acı.. Sadece lisanlar değişik. Sadece yazılışları değişik. Sadece sesleri değişik. Ama aynı acı... İnsanız biz! Gözlerimizin renkleri farkı sadece, oysa ki; gözyaşlarımızn rengi aynı...
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
bütün dünya buna inansa
birlik olsa
hayat bayram olsa...
O yer , bizim içimizde büyüttüğümüz koşulsuz İnsan sevgisinde saklı sevgili Emrah.. Gün gelecek, o unuttuğumuz çocuklar omuz omuza halaya duracaklar.. o büyük günün görkeminde özgürlük türküleri haykıracaklar aynı göğün altında.. Ve işte o zaman kazanan İnsanlık olacak...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta