“Geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı dünya güneşe hasret kalırdı… Çünkü bu hasret sadece bir sevgilinin özlemi değil, Kürtlerin yüreğine kazınmış acı bir sevdadır. Yüzyıllardır dağların başında yankılanan stranlarda, anaların ağıtlarında, sürgün yollarında ve zindanların karanlığında büyüyen bir sevdadır bu. Sensizlik bir insanın kalbine ne yaparsa, zulüm de bu halka öyle yaptı: zamanı uzattı, yaraları derinleştirdi, sabrı sınadı. Bir kavuşma ümidiyle yaşayan milyonların gecesi hiç bitmedi; çünkü her doğan gün yeniden bir özlem, yeniden bir hasret, yeniden bir mücadeleyle başladı.
Kürtlerin sevdası sıradan bir aşk değil; yarasıyla yoğrulmuş, kanıyla sulanmış, gözyaşıyla beslenmiş bir aşktır. O yüzden geceler onlar için uzundur, uykular ağırdır, sabahlar kimsesizdir. Çünkü sevdaları yasaklandı, dilleri susturuldu, şarkıları kısıldı. Ama yine de kalplerindeki ışık hiç sönmedi. Onlar bilir ki güneş bir gün yeniden yükselecek, hasret bitecek, kavuşma gerçekleşecek.
Ve işte o zaman, dünya Kürtlerin sevdasını anlayacak: Ne kadar acıyla sınanırsa sınansın, ne kadar uzun gecelerden geçerse geçsin, sevdanın ateşi hiçbir zaman sönmez. Çünkü bu sevda hem bir insanı beklemenin sabrıdır, hem de bir halkın özgürlüğe kavuşma özlemidir. Geceler uzasa da, güneş onlara hasret kalsa da, bu aşk her şeye rağmen dimdik ayakta kalacak…
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta