Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Hakk'ın güzlü hazineleri toprakta değil, son Hak kitabı olan Kur'andadır. Çünkü gerçek hazine manevi hazine olan, ilim , irfan, hikmet, hakikat, marifet ve şeriattır. Topraktaki madenlerin ve maddi hazinelerin ise gizli saklı yanları kalmamış, teknolojinin imkanlarıyla alenileşmiş ve insanların hizmetine sunulmaktatır. Bu ikisinin arasındaki azim farkı görmeyenlerin biraz ayetle, hadisle meşgul olmaları gerekir.
Allah-c.c-, bütün varlıkları ve bizleri bir sudan yarattığını sonra da, o varlıkların hepsini de bizim emrimize amade kıldığını yüzlerce ayetinde açık bir şekilde ilan ediyor. Emrimize verilen bu varlıklar bizleri tanımazlar ve bilmezler. Onlar sadece Allah'ın kendilerine vahiyle neyi emredip neyden nehyettiğine bakarlar ki, bu gerçekler de yine Kur'ana onlarca ayetle beyan edilmiştir. Onun için, bizim asıl yarimiz bizim hizmetçilerimiz olan varlıklar değil, onları bizim emrimize teshir eden ve bize sonsuz lütuflarda bulunan alemlerin Rabbi olan Allah-c.c-'tır. Yaran ise, Onun son hak kitabı olan Kur'an-ı Azimüşşan'dır. Dolayısıyla, bize sebepleri hazırlayan müsebbib-i hakiki, yani Allah varken, sebeplerde takılmak ve nimetleri asıl verenin onlar olduğunu sanmak, büyük bir hata ve azim bir yanlıştır. Eğer kişi bunu bilerek ve kasten yaparsa, Allah'ın asla affetmeyeceği şirk günahını irtikap etmiş olur. Bilmeden yapanlar ise, öğrendikleri anda tövbe istiğfar etmelidirler.
Neyi varsa, bu kuluna O verdi
Benim sadık yarim yüce Allah'tır
Üste bir de, peygamberler gönderdi
Benim sadık yarim, yalnız Allah'tır.
Yeryüzünü sergi yaptı bizlere
Görsün diye, fer lütfetti gözlere
Hoş simalar lütfeyledi yüzlere
Benim sadık yarim, Yüce Allah'tır.
Lamba yaptı gökyüzüne güneşi
Yoktur arzda, o lambanın bir eşi
Haldaş kıldı, baba evlat ve eşi
Benim sadık yarim Yalnız Allah'tır.
İki dar'da O'dur bana tek Mevla
O'dur bana, tüm dostlardan en evla
Meşgul olmam, buna uymaz bir savla
Benim sadık yarim, Yüce Allah'tır.
Cihat ŞAHİN
Değerli ozanımıza Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
İlham, Allah vergisi yetenek "her kim olursa bu sırra mazhar" her kula nasip olmuyor, herkes nasibince anlıyor.
Rahmetle, tazim ve takdirle anıyorum.
Nasıl da derin yazmış rahmetli şairimiz, mekanı Cennet olsun.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır
Dost dost diye nicesine sarıldım...
Aşık Veysel hayranı olarak rahmetle saygıyla anıyorum dünyada bir kaç ozandan biridir o insanı değerleri en çok işleyen ozandır .
Seni her zaman hatırında tutan dost, "Veysel Gözlü" olabilmek derdi.
Sâdık yârinde rahmetin bol olsun. :(:(:(
Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır
Gerçek dost torak gibi olmalı öyle bir dost da bulunmaz
Yedirdi, bana tuhaf geldi. Yetirdi daha uygun bence. Yazım hatası mı veysel öylemi yazmış.
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta