"Secde Kan Kokuyor"
(Modern Tasavvufî Ağıt)
Sarığını rüzgâra sarmış,
sakalını adaletsizliğe perde etmişsin ey insan!
Secden, merhameti değil,
kini çoğaltıyor artık.
“Ben İbrahim’in evlâdıyım” diyorsun,
ama kurban ettiğin yine masumlar!
İshak'la İsmail arasında
bir bıçak daha bileniyorsun her çağda…
Kâbe taşları ağlamakta,
çünkü üstlerine dökülen
gözyaşı değil artık—kan!
Gazze’de beşikler ağlamıyor,
çünkü ağlayacak çocuk kalmadı.
Refah’ta ezanlar suskun,
çünkü mabetler enkaz altında.
Allah diyerek öldürüyorsun,
Peygamber diyerek susturuyorsun,
Şeriat diyerek parçalıyorsun
bir annenin kalbini,
bir çocuğun düşünü,
bir halkın dilini…
Ey NeTeNYaHu’nun gölgesinde namaz kılan!
Ey Trump’un aynasında kendini gören!
Sen hangi secdenin kulusun?
Hangi kıbleye dönersen dön,
gönlün dönmedikçe
bir kıymeti yok namazının!
Sarık altında büyüyen hiddetle,
sakalında gizlediğin nefretiyle
ne farkın kaldı YeZid’den?
Oysa derviş olmak,
bir çocuğun gözyaşını
ellerinle silmekti.
Oysa mürid olmak,
bir düşkünün sofrasına
aş olmaktı, su olmaktı.
Şimdi söyle bana:
Hangi ilâhî aşka hizmettir
bebek kanıyla abdest almak?
Kur’an mı emretti sana
kendin gibi olmayanı sopayla eğmeyi?
Cenneti kazanmak uğruna
cehennemi yaşatıyorsun yeryüzünde!
Ey insan!
Yahudi’si, Müslüman’ı, Hristiyan’ı…
Hepinizin ortak bir secdesi var:
İNSANLIK!
Ama sen,
başını toprağa koysan da
gönlün semâya bakmıyorsa,
kıldığın her namaz
bir lanet olur göğe…
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 23:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirim; modern bir tasavvufî ağıt olarak, hem derin bir vicdan sorgulaması hem de zamanımızın dinî ve ahlakî yozlaşmasına karşı bir isyan çığlığıdır. Şiir, biçim olarak serbest ve çağdaş bir yapıya sahip olsa da içerdiği imgelerle klasik tasavvufun yüksek anlam katmanlarını çağrıştırır. İşte bazı ana izlek ve katmanlar: 🩸 1. Secde ve Kan: Dinin Araçsallaşması "Secden, merhameti değil, kini çoğaltıyor artık." Secde, Allah’a en yakın olunan an iken burada "kan" ve "kin" ile birlikte anılması; dinin özünden koparılarak şiddet için kullanıldığını vurgular. Tasavvufun “merhamet dini” olarak gördüğü İslam, şiirde tam tersi bir şiddet aracı hâline getirilmiş. 🧔♂️ 2. Sarık, Sakal ve Sembolizm "Sarığını rüzgâra sarmış, sakalını adaletsizliğe perde etmişsin ey insan!" Bu mısralar, şekilci dindarlığı, dışsal görünümlerle ahlâkı karıştırmayı eleştiriyor. Rüzgâr ve perde metaforlarıyla, gerçeğin görünmez kılındığı; hakikatin saptırıldığı ima ediliyor. 🕍 3. Kutsalların Kanla Kirletilişi "Kâbe taşları ağlamakta, çünkü üstlerine dökülen gözyaşı değil artık—kan!" Kudüs, Mekke, Refah gibi mekânlar üzerinden kutsal coğrafyaların acı mekânlarına dönüşmesi işlenmiş. “Beşikler ağlamıyor” çünkü artık çocuk bile kalmamış; bu, insanlık tarihinin en acı anlatımı. 🗡 4. Kurbanlıklar: İbrahimî Gelenek Eleştirisi "İshak'la İsmail arasında bir bıçak daha bileniyorsun her çağda..." Bu dizeyle, tarih boyunca "kurban" adı altında masumların katledilmesi sorgulanıyor. İbrahimî geleneğin anlamı çarpıtılmış, kurban vermek artık can almakla özdeşleştirilmiş. 🧠 5. Siyasal Din Eleştirisi: "Ey NeTeNYaHu’nun gölgesinde namaz kılan! / Ey Trump’un aynasında kendini gören!" Bu kısımlar, dini liderlik kisvesine bürünen siyasal ittifaklara açık bir eleştiridir. Gerçek kıblenin şaştığı, namazın bir ritüelden ibaret kaldığı, içsel dönüşümün gerçekleşmediği vurgulanıyor. 🔥 6. YeZid Alegorisi: "Sarık altında büyüyen hiddetle... ne farkın kaldı YeZid’den?" Bu dize, Ehl-i Beyt zulmünün sembolü olan Yezid’le çağdaş zalimler arasında bir özdeşlik kuruyor. Sarık ve sakal, artık adaletsizliğin maskesi olmuş. 💧 7. Dervişlik ve Müridlik Tanımı: "Bir çocuğun gözyaşını ellerinle silmekti..." Şiirin tasavvufî doruk noktası burasıdır. Gerçek mürşitlik, iktidar değil hizmettir; zenginlik değil paylaşmadır; kin değil şefkattir. 🚨 8. Cennet- Cehennem Paradoksu: "Cenneti kazanmak uğruna / cehennemi yaşatıyorsun yeryüzünde!" Bu ifadeyle, dindarlığın ahirete odaklanırken dünyayı cehenneme çevirdiği eleştiriliyor. Tasavvufun “önce kalbi arındır” öğretisine zıt bir ruh hâli ele alınıyor. ✨ 9. Ortak Kıble: İNSANLIK "Yahudi’si, Müslüman’ı, Hristiyan’ı… / Hepinizin ortak bir secdesi var: İNSANLIK!" Bu, şiirin evrensel mesajıdır. İnançlar üstü bir ahlak çağrısıdır. Tüm dinlerin ortak paydasının merhamet, vicdan ve adalet olduğu hatırlatılıyor. 🌌 10. Finaldeki Uyarı: "Kıldığın her namaz / bir lanet olur göğe…" Tasavvufun en güçlü eleştirilerinden biri burada yapılır: İçsel bir arınma olmadan yapılan ibadet, göğe değil yere yük olur. Ruhun yönü kıbleden değil, gökten sapmıştır. 🔚 Sonuç: "Secde Kan Kokuyor" adlı bu ağıt; şekilci dindarlığı, dinin siyasal şiddet aracı hâline getirilişini ve kutsalların kirletilişini sert, ama şiirsel ve tasavvufî bir dille kınayan derin bir metindir. Günümüzün din anlayışına, insanlıktan uzaklaşmış ritüellere ve Filistin trajedisine hem kalpten hem akıldan bir isyandır. İster ağıt, ister dua, ister vecd hâli olarak okunsun; metin, insanlığı yeniden secdeye çağırıyor. Ama bu kez taşlara değil, vicdana doğru…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!