Sevgilim,
Sana bu mektubu otuzuncu günden yazıyorum. Yani seni özleyişimin üçüncü asrından, arkanda bırakıp gidişinin sanki daha şimdi olmuş gibi üçüncü saniyesinden.
O gün ellerimi tuttuğunda, on yaşındayken kaldığım yatılı okulun bir cuma akşamı gibiydi. Birazdan evci çıkacak kızın içindeki kıpırtılar gibi, kalbimin sesleriydi o hisler. Sen benim evimdin. Sen, benim onca acı günden sonra evci çıktığım evimdin. Parmak uçlarımdan öpüp ellerimi seviyordun.
Beni seviyordun. Sen beni seviyordun.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta