…………………Metin Altıok ve Behçet Aysan’ın anılarına
Bir kalem dikin toprağıma
İki ucu da açılmış sipsivri
Bir elime bir gece yapraklarına
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Birer Fatiha gönderilsin ardımdan, bana yeter de artar bile! Artık zamandan mekândan bana ne? Süratle kök salsın düşüncelerim, hızla boy atsın ektiğim ekinler, sadece Ülkemin tamamını değil, karasıyla deniziyle, buzuluyla çölüyle tüm dünya yüzeyini kaplasın ve sadece ilkbaharlarda değil, dört mevsim on iki ay; yedi yirmi dört gümrahlasın, bire bin versin başaklar; kıtlık kalmasın yeryüzünde, kıtlık kalmasın sevgiden yana, bir huzur kaplasın âlemi, bir bolluk, bir bereket; iyilik, güzellik ve doğru namına ne varsa ondan yana…
***
O kalemler, benimle beraber ya da benden sonra; gözlerini iyice kapatarak, üstüne yanlış düşüncelerin tezgâhında dokunmuş sıradan bir paçavradan gözbağını sımsıkı bağlayarak, inatla sadece kendi dünyalarını karartan kişilerin; gökyüzünde olanca kuvvetiyle ışımakta, göz kamaştırıcı şavkıyla parlamakta olan temmuz güneşini göremez hale gelerek; güpegündüz, bir öğle vakti, apaydınlık Ülkemize gecenin karanlığının çöktüğünü zanneden, kör kör ilerlerken aniden önlerine çıkıveren son duvara toslayıveren, neye uğradıklarını bilemeyen zavallıların azalması, herkesin doğru yolu bulması ve olanca gücüyle Gerçeğe doğru koşmaya başlaması, en yakın yolu takip ederek acilen kurtuluşa ermesi için insanlığa hizmet amacıyla yazmaya devam ettikçe dünya üzerinde de toprağın altında da benden mutlu kimse olamaz!
***
Yalnız bir ucu açılmış, sadece batılın balonlarını söndürmek için sivriltilmiş, ancak ama ancak tek ve Hak istikamet gösteren kalemlerle inşa etmekte, aşkımla süslemekte, azmimle yükseltmekte olduğum, imanımla muhkemleşen cennet misali elmas kalemde, gün be gün sona doğru giderken, etrafımda, benimle birlikte ve benden sonra; halka, dolayısıyla Hakka yapmakta olduğum hizmet için gönüllü, kalemlerime talip güzel yürekli sevecen yazarlar olsun yeter!
***
Bir taş bile dikmeyin başucuma. Yeter, kör karanlıklarda şaşkın şaşkın bakışan, yolun sonuna geldiğinin bile farkında olamayan ve hala yol arayan, uçuruma çıkan yanlış yollara sapan zavallıların uçmak yolunu bulabilmeleri umuduyla her köşe başına dikmeye çalıştığım nurlu tabelalar! Ne taşa muhtaç olacağım artık, ne de toprağın farkında.
***
Şiir Nasıl Diretir
Biz bu dünyaya çok sert çakıldık baba.Fakat mıhlara
pas vuran suyuzdur da. Göz, gözyaşıyla alınmış bütün
mevzilerinden kaçıp caysa da, huydur, biz oralardayız.
Yaralıyız yağmur cümle yaralarımızı bağışlar sağaltırsa da.
Suyuz. Kim bilir kaç mevsim kaç fırtına yolumuzu yanıltır.
Biraz ve derin. Sonra güncelerimizi dönülmez zamanlarla
sarartan o garip devrim, şimdi şakaklarımızda ağaran
bir tek saç telinin sesidir. Ama caymaz, caymayacaktır da.
Sulara ark olmuş topraklarda bir koyak sellerden caymaz.
Bana tarihini soran kâğıtlara ben ne diyeyim. Ona akasyayla
atkestanesinin deliliğini anlatırdım. Birisi kahverengi fasulya,
ikincisi yeşil kahve topçuklarıyla üremeye yarışıyordu,deliler.
Düşüldüğü unutulmuş yarlarında eski bir bahçenin. Unutmazlardı.
Çün mevsim dönümleri unutturmaz insana dönülemeyecek nedir.
Bizi bu dünyaya çok sert vurdular baba. Oysa mıhlara pas
idik. Seslere aks idik. Sözlere yankı. Adımlara ayak idik,
ayaklara adım. Yürümeye sefer. Sefere menzil. Menzile kısrak.
İnkâr benzini ve boynunu solduracaktır baba. Biz bu dünyaya
çok sert çakılmıştık. Ve kendi sefil günlerinde bizi soldurmaya
yönelen bu dünya caydıramayacaktır asla. Caydıramaz asla.
Yakalandığımız küçücek evlerden tutuklanacağımız sokaklara.
(Varlık,1069)
..
Mekanı Cennet Olsun ..
Yeryüzü âşkın yüzü
merasında otlar
otlarda otlar öküzü
insanın söze benzemeli sözü
Çok güzel şiir...
-/-
Bekâr kaldırımlarıyla yürünmüş sokak
Uçan gülleriyle perde uzak çok uzak
Ama begonya hep pencere kıyılarında
Türemekten beklemekten sevdadan ıslak
Acil ile Begonya şiirinden..
Türk şiiri ve Türk edebiyatı,gerçek kelime yontmacılarından birini daha kaybetti.Başımız sağolsun dostlar.
Buffaloların koştuğu yeşil vadide buluşacağız birgün,rüzgar getireceğim sana bağ bozumlarından,bir bardak deniz köpüğüyle beraber..
kebelekara
..
..
Güvercinin gagasında üstte duran
O ur gibi lekeciğe ne denir diye
Sormasıydı çocuğun. Vakit geçmez.
..
..
Hulki Aktunç
Üç Vakit
Beşikten mezara kadar ilim. :)
Ben bu söze kefilim. :)
Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta