Sirayet ediyor geceye, bastığım her kaldırım taşı.
Muhayyilem , çatlamış bir testi,
İçinden sızıyor susturulmuş küfürler.
Bavul gibi taşıyorum geçmişi sırtımda,
Kambur butimar kuşu misali,
Ne uçabiliyorum ne sığabiliyorum dünyaya.
Teneke kumbara devrilmiş içimde,
Çocukluğumun bozuklukları saçılmış her yana.
İpek sarmalı sari gibi boğuyor beni vitrindeki gösterişli yalanlar.
Halhal sesi gibi inatçı bir çınlama var kulaklarımda;
Mahura çevrilmiş öfkem, sokak lambalarını titretiyor.
Erguvani gök delinmiş, yıldızlar kan revan.
Kafuri mum değil bu yanış , ben yanıyorum kardeşim!
Vakur falan değilim, dimdik ama öfkeliyim.
Sistemin suratına tükürür gibi bakıyorum geleceğe.
Sirayet ediyorum duvarlara, panolara, karanlığa…
Çatlaklardan fışkıran yabani bir ot gibi,
Kimse sulamadı beni, ben betonu yardım
Kayıt Tarihi : 4.10.2025 07:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.