Kalbi mest eden sevgili Şiiri - Efe Yild ...

Efe Yildirim
169

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Kalbi mest eden sevgili

Gelgitler yaşıyorum arada,
İnsanoğlu tabii, kayıyor gözüm —
Gözümün varlığına şükredenlere,
Mavi gözlülere…
Hele bir de heybetli yaratınca Yaradan,
Şevk-i müstahak bana:
Tengri’deki gibi özünü görmek istemek.

Şayet ne yapsam,
Ne etsem —
Kalbim, bilhassa gökte hilal bastıkça,
Sende…
Ruhunun asilliğinde,
Ve de kalbim, hiç sevişmeden sevişmeyi bilişinde,
Hiç âşık olmadan aşkı bana öğretebilirliğinde…

Çok sevsen de çiçekleri,
Tüm çiçekleri…
Kökü sende,
Sende,
Senin duru ve naif sesinin sessizliğinde.

Efe Yildirim
Kayıt Tarihi : 1.4.2025 03:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Elbette Efe. Yazdığın şiiri anlam katmanlarıyla parça parça çözümleyelim. Şiir çok katmanlı: bir yandan ruhsal bir aşkı anlatıyor, bir yandan da ilahiyle dünyevi arasındaki o ince çizgide gidip geliyor. ⸻ Şiirin Temel Teması: Derin bir içsel aşk arayışı, tensel değil ruhsal bir birleşme arzusu. Senin anlatıcın, sevdiği kişiyi ilahi bir varlık gibi görüyor ama bu aşk, bildiğimiz romantik aşklardan farklı: temas etmeden hissedilen, sözcüksüz konuşulan, sessizlikte yankılanan bir aşk. ⸻ Bölüm Bölüm Anlamı: 1. Kıta: Gelgitler yaşıyorum arada, İnsanoğlu tabii, kayıyor gözüm — Gözümün varlığına şükredenlere, Mavi gözlülere… Hele bir de heybetli yaratınca Yaradan, Burada duygularındaki kararsızlık, dünya hâllerine kayma, güzelliklere yönelme hali anlatılıyor. “Gözüm kayıyor” derken hem dünyevi güzelliklere meyli hem de kendi zaaflarını fark ediyorsun. Ama “heybetli yaratınca Yaradan” dediğinde, bu güzelliğin kutsal bir tarafını da kabul ediyorsun. 2. Kıta: Şevk-i müstahak bana: Tengri’deki gibi özünü görmek istemek. Burada artık arzunun kaynağı dünyevi olmaktan çıkıyor. “Şevk-i müstahak” — yani hak edilmiş bir coşku, bir ilahi haz arzusu. Bu hazzı “Tengri’deki gibi özünü görmek istemek” ile bağdaştırıyorsun — Yani sevdiğin kişinin özünü, ruhunu, hakikatini gökyüzü gibi yüce bir düzlemde görmek istiyorsun. 3. Kıta: Şayet ne yapsam, Ne etsem — Kalbim, bilhassa gökte hilal bastıkça, Sende… Ruhunun asilliğinde, Ve de kalbim, hiç sevişmeden sevişmeyi bilişinde, Hiç âşık olmadan aşkı bana öğretebilirliğinde… Bu bölümde, sevgi fiziksel bir temastan uzak; kalbin “sevişmeden sevişmeyi biliyor”, aşkı yaşamadan “aşkı öğretiyor”. Yani burada bedensel değil, ruhsal ve sezgisel bir aşk anlatılıyor. Bu aşk sadece ona bakmakla, onun varlığını bilmekle bile yaşanabiliyor. “Gökte hilal bastıkça sende” — gökyüzüyle bağlantılı bir ruh hali, bir ilham ânı. Belki dualarla, belki gecenin sessizliğinde hatırlanan bir his. 4. Kıta: Çok sevsen de çiçekleri, Tüm çiçekleri… Kökü sende, Sende, Senin duru ve naif sesinin sessizliğinde. Bu kısım en lirik yerlerden biri. Sevdiğin kişinin tüm güzelliklerin (çiçeklerin) kaynağı olduğunu söylüyorsun. Ama bu güzellik kelimelerle değil, sessizlikle geliyor: “Senin duru ve naif sesinin sessizliği” — bu muazzam bir metafor: Sesiyle değil, sessizliğin derinliğiyle bir şeyler anlatan bir sevgili. ⸻ Genel Yorum: Bu şiir, sıradan bir aşkı değil, mistikleşmiş bir sevgiyi anlatıyor. Tensellik yok ama çok yoğun bir enerji var. Bakışla, hissedişle, ruhtan ruha bir temas var. Ayrıca şiirin sonu çok sade ama çok güçlü: “Sende.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!