Bütün güzellikler ve bütün doğrular sözlerde kalmış. Yaşanılan, hissedilenlerin yalnızca hayalleri… Yıllarca tanıdığını sandığın kişiler meğerse hiç tanımadıklarınmış! Tanır gibi yaptıklarınmış hasbelkader.
Neler değişti sahi? Yıllar neleri alıp götürdü ve değiştirdi herkesi. Sahi mutlumu insanlar, güç bende diyerek kurdukları dünyalarında. Sahi yalan ve dolanın kol gezdiği şişirilmiş gündelik sahte hayatların mutluluğu çok mu tatlı? Ya da insanlar samimiyeti hiç özlemiyorlar mı? Madde bütün her şey için yeterli mi?
Kalabalıklar içerisinde yalnızlık nedir bilir misiniz? Şehire şekil veren ve insanı yalnızlaştıran o ruhsuzluk bütün havayı kaplamakta ve ikibin ondört’ün kışı gibi kömür kokusuyla birlikte teneffüs edilmekte yalnızlık.
Ödünç alınan yaşamın bütün yüküyle ve isyanın her türlüsünü içine çekerek yaşayan binlerce kişi ve yapayalnız. Hiç bir umut’unu yarına götürülme ihtimali yok. Yalnızca soluk alabilmek ve bir an için evinde kurduğu küçücük dünyasına kendisini kitlemek olmuş, her bir ferdin ortak derdi.
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta