Kahveyi karıştırdı adam, usulca.
Sessizlik oturmuştu masaya,
Kadın çoktan toplamıştı çantasını.
Gözleri yola, yüreği başka bir yana dönüktü.
Ve iki yürek,
aynı anda çırpınıp farklı yönlere savruldu.
Ama bugün, zaman bile geçmek istemiyordu.
Adam, kısık bir sesle,
“Kal… lütfen.” dedi.
Boğazına düğümlenen kelimelerle.
Her hece, içinden koparak döküldü.
Kadın gözlerine bile bakmadı.
Sadece,
Geç kaldık...” dedi.
“Bize ait her şeye
Kapı aralandı,
hiç ses çıkarmadan kapandı.
Ardında bir ömrü,
usulca geride bırakarak.
Hayaller, odada unutuldu.
Hatıralarsa yetim kaldı artık.
Adam, fincandaki son yudumu içti.
Soğumuştu.
Ve acıydı.
Bir zamanlar birlikte içtikleri o kahveler gibi değildi artık.
Ne sıcak… ne de umut dolu.
Bir sigara yaktı,
elleri titreyerek.
İlk nefesi ciğerlerine değil,
geçmişine çekti sanki.
Duman bu kez gözlerine kaçmadı…
Ama gözleri yine de pusluydu.
Her nefeste bir hatıra yandı,
Her dumanda biraz daha çöktü içi.
Ve sigara bittiğinde,
geriye sadece kül kalmadı.
Gözleri yere düştü,
sanki akıttığı her damla yaş,
bir hatıranın son cümlesiydi.
O gitmişti.
Ne bir bakış…
Ne bir elvedâ.
Sadece içini yakarak gitmişti.
Ama sesi…
kokusu…
gülüşü…
duvarlara sinmişti sanki.
Ve adam,
kendini aldı...
bir izmarit gibi —
kendi küllerinin tam ortasına bastıra bastıra gömdü.
Kayıt Tarihi : 8.6.2025 14:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!