7 Mart sabahı bir urgan gibi indi,
Düşmanın boynuna halk eliyle gerildi.
Silah yoktu fakat öfke tunçla çevrildi,
Toprağın özüne secdeyle mühür verildi.
Dağın, taşın bile feri dökülmüşken,
Yürüdü, sırtında beşik, yolunda diken.
Dik durdu, ağlamak düşmana sevinçken,
Fatma nine ki bu topraklara umut eken.
Ezanla uyanır, bastonunu kuşanırdı,
Sanki bastonu değil, bir sancak taşırdı.
“Ecel nerede?” der gibi dağa karışırdı,
Toprak ayak seslerini ezberden yazardı.
Sonra Ali çavuş susup, gözleri taştı,
Söz değil, o bakışla cihanı aştı.
Bir bastonla sancağı göklere taşıdı,
Bir dua etti de o kutlu makama ulaştı.
Ardından Süleyman efe çıktı gece dağdan,
Düşmana silahla değil de imanla vuran.
Çuval değil sırtındaki, imanla doğan,
Bir kurşun sesiyle o kutlu makama varan.
Bu topraklar asla zilleti kabul etmez,
Şehadetle yoğrulan yürekler, düşmez.
Fatma’sı, Ali’si, Efe’si asla tükenmez,
Diz vursa da asla boyun eğip düşmez.
Kurşunla yıkılır sanma bu dağlar düşmez,
Gönüllerde yanan o dualar bitmez.
Kadirli’nin insanları asla boyun eğmez,
Yedi düvel gelse iman dolu gönüller düşmez.
Kayıt Tarihi : 12.7.2025 17:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!