Kadının Adı: Vatan
Kimi zaman dağ başında mermi taşıyan bir ana, kimi zaman erkeğinin arkasında dimdik duran bir eş, kimi zaman da tarlasında evladına ekmek yetiştiren bir emekçidir Türk kadını… O, bazen Nene Hatun olup Erzurum’un buz gibi ayazında düşmana karşı taşla sopayla savaşan, bazen Halide Edib olup meydanlarda haykıran, bazen de Kara Fatma olup cepheye silah kuşanandır.
Yıl 1919… Anadolu yanıyor, yüreklere düşman postalı basıyordu. Erkekler cephedeydi ama geride kalan ocakların dumanı dağılmamıştı. O ocakların içinde dimdik duran, gözünü budaktan esirgemeyen kadınlar vardı. Onlar, vatanı sadece bir toprak parçası değil, bir ana rahmi gibi kutsal bilenlerdi.
Mermi değil, evladımı taşıyorum!"
Bir sabah, karlar altında bir kervan… İçlerinde saçları karışmış, elleri nasır tutmuş kadınlar… Kimi çocuğunu sırtına sarmış, kimi sırtında mermi taşıyor. Kağnıdan düşen bir cephane sandığını almak için geri dönen Şerife Bacı, üstündeki örtüyü bebeğine sarar, kendisi ise soğuğa meydan okur. Ama yorgun bedeni, kara kışın sert nefesi karşısında pes eder. Sabah olduğunda, vatanı için can veren Şerife Bacı, kucağında mermileriyle donmuş bir halde bulunur. Türk kadını, bir cephaneye bile ana şefkatiyle sarılmıştır…
Sessiz Kahramanlık
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında sadece silahlar değil, anaların duaları, bacıların emekleri de vardı. Kimisi evinde dikiş dikip asker elbisesi dikti, kimisi mektuplarla cephedeki yiğitlerine moral verdi. Onlar sadece bir savaşın değil, bir milletin kaderini yazıyordu.
Ve Cumhuriyet…
Savaş bitti, zafer kazanıldı ama Türk kadınının mücadelesi bitmedi. Artık bir milletin kaderinde kalemiyle, emeğiyle, yüreğiyle yer alacaktı. 1934’te seçme ve seçilme hakkını alarak, dünyaya kadının gücünü bir kez daha gösterdi.
Ama o, sadece mecliste, fabrikada, okulda değil, erkeğinin omzunda da bir güçtü. Kimi zaman bir Mehmetçiğin annesi, kimi zaman bir devrimcinin ilham kaynağı, kimi zaman bir yazarın kalemindeki mürekkep oldu. Erkekler tarihe imza atarken, kadınlar onların arkasındaki isimsiz mürekkepti.
Bugün de…
Bugün de Türk kadını aynı ruha sahip… Şehit analarının gözyaşı, madencilerin eşlerinin sessiz direnişi, tarlada ter dökenlerin azmi… O, hala cefakâr, hala vefakâr, hala en büyük kahraman. Çünkü Türk kadını sadece bir birey değil, bir bayraktır; yere düşmez, düşürülmez!
Bugün bu yazıyı yazarken, vatan toprağını yoğuran her kadına selam olsun! Göğsündeki yangını içine atan vatan için daima dimdik duran tüm kadınlara minnetle…
Ey mukaddes Türk Kadını;
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜN KUTLU OLSUN
Saygılarımla
Mahmut Tuğrul AĞSU
Mahmut Tuğrul AğsuKayıt Tarihi : 8.3.2025 09:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
8Mart dunya kadinlar gunu tutk kadini
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!