Kadınca bir paylaşım

Nevin Kalafatoğlu
68

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kadınca bir paylaşım

Merhaba Efendim …

Efendim zaman zaman okuduğum bazı forum yazılarında derler ki; şiir erkek işidir.
Bende alındım Biraz…
Bu güne şiirli katılayım bari dedim..
Düşününce eskileri, hakta verdim.Beylere, efendimle konuşmaya başlayan dönemlerde ne çok sebeb yaratmış ki hanımefendiler, şiir yazan beyleri gelenekselleştirmek için.
Beyler bu duruma ne kadar güzel adabte olmuşlar ve o sahane şiirler ve şarkılar doğmuş.
Kaçan kovalanır derler ya hani, bu söz biz hanımlardan yadigar bir hal herhalde eski zamanlardan kalan.
O zariflik ve flörtün tadına varmak adına eda ve nazlara kim dayanabilirmiş ki!

Kadınlar sa şiir yerine göz süzme, hafif bir gülümseme, aşığının önünden geçme, mendil düşürme… hikayeleri…Güzel kaçarlarmış bin bir zerafetle… ve şiirlerle kovalanırlarmış, romantizmin en üst noktasının yaşandığı zamanlarmış…Onlar ilham perileriymişler…
Ne yapabilirler ki beyler, mendil kokusuna bayılıp, çini mürekkeplerine gömülüp hülyalara dalar şiir yazarlarmış…Yazmazlarsa gönüllerdeki ateş nasıl sönecek, sevgilinin ceylan kaçışına bile hasret nasıl bitecek.
Bir göz süzüşe ve lamba ışığının gölgesine hayaller…Şiir olmaz mı.
Elbette, en büyük hazlarla yaşanan platonik aşklara cevaplar, zarif bir kalem edasıyla bir mektup kağıdına şiir olarak dökülmez mi?

Şimdi teknoloji uçtu tabii mektuplarımız elektronik olduğu gibi, erkekler kadar kadınlarda duygularıyla ortadalar. Şimdi onlarınperi olmayan İlhamileri var
Ürkütücü bile olabiliyorlar, aşk yaşanabilecekken bile yaşanamıyor, ince hesaplar, bağımlılıktan korku, sorumlulukların ağırlığı uçup giden İlhamilere dönüşüp kişiliğini saklamayan kadınları ürkütücü yapıyor. Oysa bütün kadınlar pembe bulut ta olabiliyor…Ama bu bulutu görebilen duruştaki erkekler için, pembe yağmurlarla ıslanmaktan korkmayanlar için.
Rüzgarların savurduğu samimiyetsiz ilişkileri besliyor ademoğlu. Buna sebeb, ne kadın, ne erkek sadece güvenmemek,aşkı kalbten tene indirgeyen bir dünyada sevgisizliğe mahkum, doğurulmayan çocuklara hazırlanan bir dünya…
Yalnızlıklar da evrensel boyutlarda…

Ey aşk sen artık mehtaba çıkaramıyorsun sevdiğini, uçuruyorsun anlarda yaşanan duygusallıkları, kaçamak yollarda bir klavye uzaklığında, sessiz kalbinin içinde bilinmez bir huriye…
Ey beyaz atlı prens bakıyorsun öylesine, atın koşmuyor, sadece durduğu yerde tırıs halinde ve sadece yelelerini savurup ses bile çıkarmıyor. Bakıyor öylesine… ürkek ve kararsız

En güzel örnek buna görmeyen gözlerin kinetik aşkı değilmidir…

Aşk gözlerde değil ki gönüllerde sözleriyle
Evet Aşık Veysel çok güzel demiş
Ama oda erkek sonuçta
gene kendine yontmuş üstad :) az biraz gülümsetmiş…

Güzelliğin on para etmez
Bendeki bu aşk olmasa

Zaten adıda Kördüğüm’dür bu deyişin...
Sevgiliye erişememenin verdiği isyan, gönlün göz açıklığıdır aslında, sitemdir.

Sonsuza kadar bitmeyen kavgadır, gönül ne ister, ne yaşar… Bilinmez ve acı bir tat değil midir? Aşığa kalan.
Şiir doğar sancılarla…işte o anlarda Aşk her yeri kavramıştır ne cinsiyeti vardır ne de umurundadır aşığın.
Erseliktir artık…özgür ve güçlü kadınlarla… şiir de vardır, roman da.

Aslında okuyacak diye büyütülen kız cocuklarıyla, evlenip gelin olacak diye büyütülen kızların çatışması ailedeki gizli rekabet erkeklerin kafasını karıştırdı diyorum ben.
Aynı sapla saman misali…
Aslında bir halıydı dokunan şiir yerine…Bir türküydü yanık yanık okunan… Bir nakıştı gergefte işlenen,kim anladı, nasıl anlaşıldı, bilinmez…
Kadınlar çeyizlerinde de yazdılardı aşkı.Bir harf bir ilmekse hele birde ipekse kelimenin harfleri … söze ne gerek. Desense bir michelangelo inceliği,şiir yerine.

Bu gün bütün yazan ve çizen kadınlara, üreten ve tüketimi kontrol altında tutan kadınlara, boş vermişliğin farkındalığında olmadan iç güdüleriyle davranan kadınlara, asla anlaşılamayan bu yüzden suçlanan kadınlara ve bu durumun fena halde farkında olup gereğini yaşayan kadınlara selam olsunu böyle anlatmak istedim.
Eğer anlaşılmamak umursanmamak sendromunu sürekli yaşarlarsa bu günün kadınları…
var olacaklar elbette ama doğurganlıklarının en büyük güçleri olduğunun farkında olarak bir gün hiç doğurmayacaklar…

Ve insanlık erkeklerin elinde yok olabilecek bu durumda…Sonu hazırlayan doğanın kanunu gibi. Anlamak istemeyenler kıyameti koparacak.

Çiftliklerde insanlar üreyecek balıklar gibi…
Duygular ölecek ve şiir bitecek.

Aynı oksijenin bittiği gibi…

Suların bittiği gibi

Yağmurların yağmadığı gibi

Tohumların yeşermediği gibi

Doğanın kendini öldürdüğü gibi

Boş ve hasta ruhların savaşlarla yok ettiği insanlık gibi…

Acımız büyük olacak…

İşte o zamanlarda bir kelebek havalanırda gökyüzüne ve bir çiçek şaşkın şaşkın açarsa… Bir kadın bunları görüpte gözlerinin içi gülerse, bir adam onu görüp gülümseyen dudaklarına tuhaf bir dugu hissederse Aşk yeniden başlayacak…
Kelebekler ve çiçekler ağaçlar ve doğan güneş sevgiyi yeniden yeşertip dolunayda geceler aydınlanacak…
Yakamozlar neşeyle ay ışığına kahkahalar atacak ve yıldızlar mutluluktan yeniden göz kırpacaklar…

Yaşadığımızı anlamak için bu kadar acıya değer mi? Kavga neden, hepinize sesleniyorum dostlarım, el ele tutuşun ve gözlerinizi kapatıp sadece şunu söyleyin bulunduğunuz yerlerde…
Biz insanız… Sevgiyi yaşatmak için var edildik…
Bağırın alabildiğine…
Günlere sığdırmayın sevgilerinizi ve dağıtın… ölene kadar… ve öğretin bebeklerinize…Yükler bindirmeyin o muzlarınıza her anı değiştirebilecek bir kelebek olun

Sevgiyi götürebiliyoruz ölümde ve sevilmeyi yaşatabiliyoruz ardımızdan…
Gerisi ben ne yaptım sözöcüklerinde gizli kalmasın ölüm anlarınızda…
Yaşayın

aşık olduğuma yazarım şiir
neden yazmayacakmışım ki...
duygularımı ben yaşıyorum…

AŞK HİSSEDENE AİT

hissetirene değil ki
şiir de yazarım
resim de yaparım
şarkıda söylerim
heykelde binada
çeşme de yaparım
cocuk da doğururum
ekin de biçerim
severimde sevdiririm de kendimi…
aya da aşığım
güneşe de
ne olacak şimdi
Erkek mi olmak zorundayım... şiir yazmak için veya Kadın mı olamalıdım bulaşık yıkamak için, hem evde, hem işte calışıp daha düşük mü ücret almalıydım erkek olmadığım için, ama aynı işi daha zor sartlarda mı yapmalıydım bana birileri eksik etek dedikleri için…İnsan değilmiyiz eşit değilmiyiz biz.Erkekler günü neden yok.. kadınlar günü neden var… hediye mi ediyor insanlık bu günü bize… teşekkürlerimle almayayım.
Çünki bütün günler benim.
Düşünüyorum neden diye…

AŞK ÖLDÜ KİMSE İNANMIYOR…

Kadınların aşkı hormonal değil belki ondandır.

Bazen bir demet menekşedir aşık eden kadını. Bazen bir sestir sevgi dolu,bazen bir bakıştır yakalanan... Ama en önemlisi
Sevilmektir kadını belirleyici kılan...
Sevgiyle üresin insanlık diye...iç güdüsüdür, KENDİSİNE ARMAĞAN…

İllaki Neruda olamayabiliriz
veya İngeborg Bachman
veya Özdemir Asaf
veya Gülten Akın

Ama yazarız, çalışırız, üretiriz..
kim hangi kompleksinle konuşsa bile umursamam şiir sevdası düştüyse yüreğime...

İşim benim üretimimdir, benim duygularımdır ve içindeki gizleri çözebilene şiirdir.Çözemeyene yorumsuzum.
Ama şairim diyenlerle şair olunmaz, şiir okumakla sevgilide bulunmaz.
Aklarla karaları karıştırmayalım.Şiir beyinlerde filizlenir...Hayaller olmadan keşifler olmaz…yatırımların en büyük gücü hayallerimizdir bunun cinsiyeti olmaz.
Kalplerimiz, bilinç altımızda değil hiç birimizin.
……..
…………..

Benceleyin yazmak düştü içime ve
Paylaşmak hoştu benim açımdan sizlerle…
Unutmayın ki dugusal zekayı yeni keşfediyorsak, eksiklerimizin farkındalığında büyük adımlar atmaya başlayacağız demektir.
Eğer bu tutuklanan günler bunun için yararlıysa insanlığa varolsun kutlu olsun.
Gönül dolusu duygulara ve yaratcılığına selam olsun.dileğim bu…

Yeterki şiir olsun varsın yazsın insanlar...keşfetmenin hazzında bir serüven yaşasınlar ömürlerinde bitmeyen..

Şairleri sonra zaman belirler.İnsanlığı kurtaranlar doğuranlardan olsa ne olur.Zaten hepimizin bir anası yokmu… Bazen kadın bazen erkek olabilirler…
Gerçek ise yazıyorsak,okuyorsak, insanca yaşıyorsak ne mutlu bize…

Hoş kalın
Tutuklu gününüz kutlu olsun.

Nevin Kalafatoğlu

Nevin Kalafatoğlu
Kayıt Tarihi : 8.3.2007 12:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


8 MART 2007 Kadınlar günü için öylesine düşüncelerim… Tartışma konusu değil sadece paylaşımımdır. Sevgimle kalın

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Rahim Recep Akdora
    Rahim Recep Akdora

    üretkenlikler cinsiyetlere bölünemez. kişilere ait üretkenlikler vardır. ve herkesin ürettiği inasana insan gibi yaşama olanağı sağlamaktadır. kadınlar şiir yazmalı mı. tabii ki yazmalı. onlar zaten başlı başına şiirdirler. dağlar onlar için delinmiş, çöller onlar için geçilmi,ş. savaşlar yapılmış onlar için. bu nedenledir ki erkekler daha çok yazarlar sevcdiklerinin dikkatini çekmek için. kuşları dinlerim. onların konuşmaları çok dikkatimi çeker. ve gözetlerim onları konuşa konuşa, daldan dala zıplaya zıplaya bir araya gelirler, koklaşırlar ve en sonunda sevişirler. onları izlemek bile başlıbaşına bir şiir. bunları gözetleyen Rahim usta (benim köyümde benim şair olduğumu bilmezler ve bana Rahim usta derler.) nasıl şiir yazmaz.
    yazınızın ta ilk başından sonuna dek çok doğrular, çok güzellikler, ibret verici mesajlar var. inşallah daha çok okuyucu okur.
    saygılarımla:
    rr.akdora

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nevin Kalafatoğlu