Tarihte yazılı eser veren kadınların yaşadığı dönem olarak Fatih devri olan 15. yy. başlangıçtır. Dönemin belli kalıplar içindeki sosyal yaşantısına rağmen kadınların şöhret sahibi olmalarında, Fatih'in kültür ve sanata, sanatçılara  büyük önem vermesi erkek sanatçıların yanısıra yetenekli  kadınların da kendilerini gösterebilmelerine imkan tanımıştır.  Kadın sanatçılarımızın verdikleri eserlerden ilk yazılı  eserler şiir dalındadır. Divan edebiyatının kurallarına sadık kalarak şiirlerini terennüm etmişlerdir. Eski dönem kadın şairlerimizden bir kısmı çevresinden destek görürken bazıları  da  yakın akraba engeline  takılmış, bu sıkıntılar içinde eserlerini meydana getirmişlerdir. Bu şairlerimiz genellikle kültürlü bir çevrede yetişmiş, mevki bakımından iyi konumda olan erkeklerin kızları yahut eşleridirler. 
Leyla Hanımın babası Moralı Zade  Hamid Efendi bir kazaskerdir. Dayısı Keçecizade İzzet Molla'dır. Devrin ünlü şairleirnden ve kendisi de bir şair olan dayısından özel ders alarak yetişmiştir. Çocuk yaşta babasını kaybeden şaire aynı dönemde evlendirilmiş fakat kocasının daha ilk geceden gözüne çarpan kabalıklarına dayanamayarak  bir hafta içinde boşanmıştır. 
Saray kadınları ile yakın arkadaşlığı olduğu bilinir. İyi bir eğitim alarak yetişmiş oldukça kültürlü bir kadındır. Hazır cevap ve nüktedan kişiliği ile tanınan Leyla Hanım dönemine göre  bir kadın için oldukça serbest deyişler söylemiştir.Kadın duygularını rahatlıkla işlemesi bakımından  Mihri ile bu konuda benzerlik gösterir. Fakat onun kadar serbest bir yaşam ve ifade içinde olmadığı görülür. Dili sade ve akıcıdır. Kültürel çevreden ve yazmaktan hiç uzaklaşmamıştır.  Mevlevi tarikatına mensuptur. Bir Divan’ı vardır. 1847 yılında ölmüştür. 
Pür âteşim açdırma sakın ağzımı zinhâr
mısraıyla başlayan
Zâlim beni söyletme derûnumda neler var
nakaratlı şarkısı çok ünlüdür.
Galata Mevlevi hanesi kabristanında defnedilmiştir. 
Eserlerinden örnekler:
GAZEL
Yârin âşıkları ile ülfeti pek güçtür güç
O peri vahşidir unsiyyeti pek güçtür güç
Sakın aldanma gönül vâ'd-i visâl-i yâre
Sonra derd ü elem ü mihneti pek güçtür güç
Beni âfv eyle eğer meclise girdiyse rakip
Çekemem doğrusu bu sıkleti pek güçtür güç
Ders-i aşkı açalım dersini vaiz kapasın
Zâhidin bârid olur sohbeti pek güçtür güç
Sohbeti yâr ile de pekçe uzatma Leylâ
O peri vahşidir ünsiyyeti pek güçtür güç 
GAZEL 
Her seherde Kâbei kûyında estikçe nesim
 Âşıka zülfi siyahından gelir anber şemim 
Naveki müjgânı gönder sinei mecruhuma 
Kûşei gamda dili mahzunuma olsun nedim 
Kalim bu aşk ile yanmaktan ey meh ruzüşeb 
Yok bana derdü elemden başka bir yârı kadîm 
Şiddeti düzahla korkutma beni gel zahida 
Aşkıma nisbet benim bir şey midir narı cahim 
Kûşei cennet dahi olsa safayab olmayız 
Aşk ile olduk hele külhan bucağında mukim 
Zulmu çok ettin bugün Leylâ'ye ey şahı cihan 
Ruzi mahşerde seninle eylesin bahsi azîm 
kûy: yol, semt
 nesim: hoşa giden latif esen rüzgar
 anber: güzel koku
 şem: mum, ışık
Naveki müjgânı: kirpikten ok
sinei mecruh: yaralı sine
 meh:yüz
 ruz:gün
şeb: gece
narı cahim: cehennem ateşi
GAZEL 
Hayâli ârızın bağı gönülde gülizarımdır 
Açıldı dağlar kim sînede evvem beharımdır 
Güli ümmidim açılmaz açıldı soldu hep güller 
Bu gülşende figandan bihaber ancak nigârımdır 
Hikâyettir sana şerhi derunumdan değil şevka 
Senin aşkınla yanmak tabemahşer iftiharımdır 
Neden küstün bilir hep cürmün inkâr eylemez âşık 
Sebep bu infiale naleî bî ihtiyarımdır 
Salın ey nahli nâzım gel nolur bir kerre serv âsa 
Sarayındır bu gönlüm ande eşkim cuyibarımdır 
Emanet eyledim bir tahfecik ol şahı hubane 
Gönül derler anın adına Leylâ yadigârımdır 
 nigâr: güzel yüzlü sevgili
 şerhi derun: iç, kalb açıklaması
şekva: şikayet
cürm: suç, kabahat
nalei bi ihtiyar:irade dışı inleme, figan
eşk. gözyaşı, dem
cuybar: akarsu, dere
tahfe: mekan, mevzi
hub: hoş, güzel, iyi
Araştırma
Meryem Zarifoğlu
[email protected]
Kayıt Tarihi : 20.8.2006 16:02:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



TÜM YORUMLAR (2)