Arnavut kaldırımlar döşenmiş yüreğine
Uçsuz bucaksız serinletiyor yoksul bedenleri
O, rüzgarın buruk sessizliğiyle can çekişen
İri çalı kümesi, masum yeşil yaprak
Sessizliğin hakimiyetinde yenik düşen o,
Usulca sokuluyor kızıl tarlalara
Çorak topraklar kadar çatlak bir kadın
Süt veriyor serzenişte bulunarak
Bukalemun gibi değişiyor, değiştiriyor
Yürekte acı bir çığlığı uyandırıyor
Farkında değil, duyguların, hislerin
Ders verir filozoflara, nokta koyar düşüncelere
Ne onu bu kadar uzak kılıyor, ne acaba
Ulaşabilmek için onun şahikasına
Yetişebilmek için onun duygularına
Yeniden dünyaya gelmek mi gerekiyor?
Denizin enginliği kadar derin o,
Susuyorum bir çöl ortasında, nafile
Erişemiyorsun, yalnızlıktan daha zor
Uçan kelebek kadar özgürsün
Tutkuluydum, seviyordum, sızlanıyordum
Karıncanın su içtiği okyanus gibiyim
Kuru otlar kadar ıslağım, yanlış diyardayım
Kadının bakışları kadar masumum
Kayıt Tarihi : 6.6.2002 20:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!