Kabe ve Nebi Şiiri - Servet Balıbey

Servet Balıbey
430

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kabe ve Nebi

bir diyarı düşledim, leylamın dokunduğu
nübüvvetin işleyip, sevginin okunduğu

ilmek ilmek bir desen, arşa alıp yükselten
dünyada mahşer yeri, ahirete yönelten

güzel diye bildiğin, şehvetle sevindiğin
hiçbir şey bulamazsın, RABBİN ve öz benliğin

sıcak, yakan bir mezra, dağlar kupkuru taşra
ama ben mecnun gibi, koşuyorum teleşla

çöl rüzgarı savurur, dünyayı unutturur
dünya diye birşey yok, sen ve kutlu bir huzur

can nebi burdan geçmiş, sordum neler değişmiş
dağlar taşlar hep aynı, lakin insan değişmiş

vicdan bilmeyen, vebal, kitap bilmeyen, helal
haram ne? işitmemiş, serseri olmuş abdal

hangi marifet söyler, çöl sıcağına sabrı
mescid gölgesinde kul, insanlığa uyarı

yetimler benim diyor, hepsini sevin diyor
çokcuklar öz varlığım, sevin ve sayın diyor

kadınlar saf kudretim, yerdeki haysiyetim
el uzatmak ne hacet, benim tek vasiyettim

baba saymasa bile, ana kınasa bile
kadın cennetin nev-i kadın benim ayetim

bu çağrı yüce haktan, geldi çok çok uzaktan
zülum dokuyan bu çöl, çağladı ferahlıktan

dağıtıldı bu haber, dünyanın her kesrine
hak yolu tutan üstün, öteleyen derine

bir görsel şölendeyim, kabe de cezbedeyim
tuttuğum her kayaya soruyorum sevdiğim

can nebi dokundu mu, bu yerde doğruldu mu
bir hevesle teneffüs, havayı soludu mu

hangi rüzgar okşadı, hangi meltem taradı
kuzeyden esen rüzgar, ruhunu okşadımı

dört kitabın ayeti, sabrın zor bereketi
şu ruhumdaki sevdam, aşkın muhlis haleti

Servet Balıbey
Kayıt Tarihi : 8.8.2025 09:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Fırat Ünal
    Fırat Ünal

    Ne Kabe eski Kabe, ne de onu tavaf edenler eski mü'minler. Afetler dolayısıyla Kabe'nin taşları bir kaç defa yenilenmiş ve örtüsü de her sene yenileniyor ama oraya ibadet için gidenlerde Sahabece bir hayat yaşamak için bir yenilenme ve kendine gelme pek göremiyoruz. Eskiden oraya sırf hac görevini ifa için giderlerken, şimdilerde, yankesicilik, tavaf esnasında bayanları taciz etmek ve birbirleriyle kavga döğüş etmek için gidenler haddinden fazla çoğalmış. Oraya iki defa gitmek nasip oldu ama her seferinde bir çok hayal kırıkları yaşadım. Çünkü kafile başkanından ve grup imamlarından tutun da, oda arkadaşlarına varıncaya kadar haksızlık yapmakta yarış edenleri hayretle müşahede ettim. Hela o tavaf olayı akla zarar bir hadise! Erkeklerle kadınlar adeta birbirlerine yapışık bir vaziyette kan ter içinde güya tavaf yapıyorlar ki bu din adına tam fecaat arz ediyor. Ne yazık ki bu acayip durumları düzeltmek gayet kolayken ne oranın yetkilileri ne de diğer İslam ülkelerinden hacı gönderen yetkililer bu vaziyeti düzeltmek için bir adım atmıyorlar. Artı bir de, Sevr dağını ziyaret gidenleri için patikalara kurulmuş fahişe tuzakları var. Malezya ve Endonezya gibi ülkelerden hac pasaportu alan ve çarşaflara bürünen bir çok fahişe oralarda yuvalanmışlar ve gençleri fuhuş yapmaya çağırıyorlar. Yani durum vahamet arz ediyor vesselam!

    Cevap Yaz
    Servet Balıbey

    ben kimselere bakmam, yüzü beyaz, siyah mı
    amel defteri saklı, kişi kirli mi, pak mı,

    ben bir gemiye bindim, gemi feza da seyyar
    dünya, nuhun gemisi, son durak o mustakar

    ölümü bekliyorum, ölümü seviyorum
    bütün insanlar küsse, ben asla küsmüyorum

    hain diyorsun insan, bahane olmaz insan
    ALLAH değişmedi bil, ben ona gidiyorum

    kabe değişmiş elbet, kalamaz ki müebbet
    örtü değişe dursun, yok ki sonsuz bir cihet

    ben maziye aşığım, ben kedime ışığım
    arap nankör mü bilmem, kendimle barışığım

    hatalar insanların, hicap pişmanlıkların
    hata yapan umulur, mümini yarınların

TÜM YORUMLAR (2)