garip, bir çokça büyük
niçin döner dururuz
eller neden uzanır basit bir kumaşa
ne arar insan, medet mi bir taştan
herkesin sakalları farklı burada
kimisi şafak gibi turuncu
garip, bir çokça büyük
niçin döner dururuz
eller neden uzanır basit bir kumaşa
ne arar insan, medet mi bir taştan
herkesin sakalları farklı burada
kimisi şafak gibi turuncu
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Kabe Şiiri - Yorumlar
15 Kasım 2025 Cumartesi - 05:10:09

on parmağınıza yüz sağlık. bu şiiriniz yazdığımı gölgede bıraktı, gerçekten mükemmeldi.
çok iyi...
nihayet benden bir şey buldum buralarda
içi kuraklik, dışı kuraklık
kutlarım, keşke ricadımızda kabeyi ve efendimizin kabrini de anadoluya nakletseydik derdi rahmetli annem... bunu yapamadığımıza göre yeniden ve başka bir boyutta oraları yeniden fethetmek de boynumuza borç olsun...
kâbe kadar yakışır heybetine siy/ah senin aşk,
ve ah/ın vardır,
sabah ezanları içine işlerken,
feryâdın…,
tek göz barakan keza koyu siyahtır,
ah muhabbet demleri daima desturlu hekimim;
kirpiklerinle siy/ah/a bulanmış bal rengi gözlerin,
aşk menzilinin bağlısı ve sadakatlisidir senin…,
ama bilirsin,
yüze vuran keskin soğuğundan,
ta ciğerlerde duyulan o ürpertiyle,
atıştıran yağmura karışık,
ve uğultusuyla sus pus ederek,
tüm gürültülerini patırtılarını hayatın,
kuru dallar arasından hırçın esen rüzgâra,
hasretlerimi emanet etmek de,
mutadım oldu benim…,
aşk ehline cenazede gülümseyip,
düğünde ağlayabilmek tenakuz sayılmaz,
ki iki tarafı keskin bir efsunlu kılıçla yazılan,
alın yazısıyla bahtıma çıkan,
son çare tabibim…;
ömrümden ömrün geçer ömrüme…,
ve ah ben şimdi kederliyim,
kendi kendine konuşan bir deliyim,
ölüyorum senden savruluşumdan,
ve şu halimle,
mecburum kapına dayanmaya şiirim,
yürek tımarhanesinden bir serseri belle beni,
bir şair bozuntusu desen de olur,
ey bütün rotalarımın
sözleriyle istikamet bulduğu,
sana attım demir
ve varsın divânında boğulsun imlâsı kalemimin,
ama sor bana neden,
neden bir turuncu gülün suretiyle gelen,
vuslat sabahının anısıyla böyle haşır neşirim…,
ah sevgili içim söyle bana;
bu kendimden habersizlik gafletinden,
beni paklasın istemezken teneşir bile,
kurulduğun keder tahtında,
bu yakınmasız halin ve
asude memnuniyetli tavrın,
hangi mukaddes kabulden gelir,
söyle…,
on parmağınıza yüz sağlık. bu şiiriniz yazdığımı gölgede bıraktı, gerçekten mükemmeldi.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta