Toprağın koynunda
O sonsuz uykuya dalmışken zavallı beden
Sessizliğe gömülmüşken en tatlı hayaller...
Umursanmaz olur vefasılığı sevgilinin
Duyulmaz artık terkedip gidenin ayak sesleri
Deli bir rüzgar esiyor yüreğimde
Koparım alıyor birer birer
Yeşeren yaprakları
Ve kamçılıyor hoyrat eliyle
Çırılçıplak kalan gövdemi...
Hala hatırası vardır şuramda
Şefkatlı kollarında büyürken geçen yılların
En güzel rüyaları görürdüm hep
Sıcaklığına sığındığım o geceler...
Yumuşacıktı sesin
Engin bir denizde
Meçhule doğru ilerleyen
Yitik bir geminin
Gölge yolcusuyum
Seçilmiyor gözlerim
Okunmuyor derinliğindeki düşünceler
Hayatın tarifini yaptım dün gece
Yıldızlar, karanlığın pençesinden sıyrılıp parıldamaya çalışırken o kör karanlıkta
Hoyratça ezilmiş, parçalanmış hayallerimin,
Mazinin derinliğinde nasıl kaybolduğunu düşünürken...
Bana en uygun tarifi yaptım yaşam üzerine
Tıpkı üzeri baharın taze çiçekleriyle gizlenmiş bir BATAKLIK...
Aralanmış bir kapı gördüğümde
Açılmak üzere ardına kadar
Seni görmek umudu canlanır içimde
Sana doğru koşmak gelir içimden
Ve sarılmak sonra sıkıca.
Bir akşam vakti
Güneşin battığı bu yerde
Seni düşünüyorum
İçimde bir burukluk
Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme
Bir adam yürüyor kaldırımda
Gençliğini pervasızca savuran
Onca yıla yenik düşmüş
Ağır ağır ilerliyor...
Saçlarına bir bir düşen aklar
Bir tren kalkar bu istasyondan
Ağır ağır uzaklaşır
Sıyrılır kalabalığın arasından
Yolcuları sessiz
Omuzları çökmüş,
Bakışları donuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!