Gün yüzü görmemiş çiçekler gibi,
Sararıp solmuşsun sana ne oldu?
Yağmur yüklü bulutlara dönmüşsün;
Yağmayıp dolmuşsun sana ne oldu?
Bilmem hangi yılda ayın kaçında,
Çantan mektup dolu, sen yok satarsın!
Pencereme bakıp sitem atarsın,
Özleyen gönlüme hüzün katarsın;
Selamı çok görme, postacı bana!
Bir çayımı içte yorgunluk gider,
Kulağını tıka,gözlerini yum,
Görmezsen,duymazsan,rahat edersin! ,
Dünya dönsün engel olma çarkına,
Densize uymazsan rahat edersin!
Haddin kadar taşı kendini yorma,
Bilerek mi yaptın bu rezaleti?
Verdiğin armutlar hep ezik çıktı!
Kereviz yazmıştım siparişimde,
Poşetler içinde hep pezik çıktı!
Kim öğretti sana böyle talanı,
Altı çocuk ile yola gidene,
Mevlâ’m sabır versin,öfke vermesin!
Bunca kargaşaya sabır ede.
Mevlâ’m sabır versin,öfke vermesin!
Devamlı kola su,devamlı çişte,
Gülüp geçiyorum, Dünya haline,
Bilmemki gülmeyen, niye gülmüyor?
Bir fırsat geçmişken, kulun eline;
Bilmemki gülmeyen, niye gülmüyor?
Ağla, gül, sonuçta zaman geçiyor!
Gözüm ısırıyor,sizi bir yerde,
İsmini ortaya koyamıyorum.
Endamın,kokun yabancı değil,
İsmini ortaya koyamıyorum.
Aklımı karıştı,yaşlandım mı ben?
Aynaya baktım da gördüm kendimi,
Meğer etle kemik,naçiz bir kulum!
Sınadım tekerim gördüm fendimi,
Nefes alamazsam,aciz bir kulum!
Toz misali savrularak atıldım,
Göbeği açmayı moda sayanlar,
Neden bir fabrika açmıyor dersin?
Ülkesini kötüleyip duranlar;
Neden dışarıya kaçmıyor dersin?
Yapanı dışlarlar göz baka baka,
Gözü yağlı ana üzgün babanın;
Evladı nerede, soyu nerdedir?
Yaşlandı da oldu onlara muhtaç;
Hakları nerede payı nerdedir?
Bir zamanlar mutlu günleri vardı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!