İz Bırakmadan
Sustum.
Ne zaman?
Sesimin yankısı duvarlardan dönmemeye başladığında,
anladım...
Bir şeyler çoktan gitmişti.
Sana anlatmaya yeltenmedim,
çünkü kelimelerin de bir ömrü var.
Ve ben,
o kelimeleri çok önce harcadım senin için.
Boş bir defterin ilk sayfası gibi duruyordun önümde.
Bakınca ne geçmiştin,
ne de gelecektin.
Sadece
bir sessizliktin.
Bir adam içini dökmeyi bıraktıysa,
orası çoktan buz tutmuş demektir.
Ve ben,
en sıcak yazların ortasında
üşüyordum.
Sen bilmiyordun ama
gözlerimin içine yerleşmiş bir veda vardı.
Eşikten adım atmadan
çoktan çıkmıştım senden.
Direndim mi?
Elbet.
Ama bazen öyle yorgun düşer ki insan,
tutunmak bile fazlalık gelir.
Ve bırakmak,
bir kayıp değil,
bir ağırlığın azalması olur.
Yaralarımı sarmadım,
kanamaya razı geldim.
Çünkü bazı acılar,
dursun diye değil —
kendini hatırlatsın diye vardır.
Zaman?
Zaman hiçbir şey yapmaz.
O sadece üzerine örter her şeyi,
ama altı hâlâ aynıdır.
Ben üzerini örtmeyi değil,
içinde kalmayı seçtim.
Çünkü çıkarsam,
ben ben olmaktan çıkacaktım.
Ve gün geldi.
Ne bağırdım, ne sustum.
Sadece içimden geçen bir rüzgârla
çekip gittim.
Kapı çarpmadı,
adım yankılanmadı.
Ama bitti.
Sessiz, izsiz, haklı bir vedayla.
Şimdi benden geriye
ne bir soru kaldı,
ne bir sitem.
Çünkü olması gerekenin
zaten hep bildiği bir yönü vardır.
Ve bazı yollar,
bizi yürümek zorunda bırakır,
çünkü artık
dönmek diye bir ihtimal kalmaz.
---
– Mehmet Bildir
13 Temmuz 2025
Kayıt Tarihi : 16.7.2025 22:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!