Uyandı. Masanın üstündeki saate baktı. 04:40. Derin bir nefes verdi. Kan ter içinde kalmıştı yine. Rüyalar yakasını bırakmıyordu. Yine aynı rüya, yine gülümseyen bir yüz vardı karşısında. Kalktı. Mutfağa gitti. Önce biraz pencereden dışarıyı izledi. Yanan sokak lambalarına baktı. İçindeki acı hafiflesin diye biraz nefes alabilmek için pencereyi araladı. Nefes aldı. Ciğerlerine hava doldu ama içindeki acıyı hafifletmedi. Bir sigara yaktı. Normalde çok sigara içmezdi. Işıkları izleyerek içti. Odasına döndü sigarası bitince. Baktı uykusu gelmiyor geçti masa başına. Eline bir kağıt bir kalem aldı. Masa lambasının loş ışığı altında başladı yazmaya.
“Hayat, upuzun bir yol ve bu yolda seninle beraber yürümemiz bu hayatın bana bir göz kırpması.”
Üç ay öncesine gitti. İlk başa, yolculuğun başlangıcına. Onun fotoğrafını ilk gördüğü ana. O anda hissettiği şeyi tam şuan da da hissetti. Göğüs kafesinin tam ortasında beliriyordu. Bir an da heyecan duygusu kapladı bedenini. İçinden dedi ki “burada bir şey var.” Arkadaşına baktı gelen maillerini kontrol ediyordu o, onun yaşadıklarından bir haber.
O gece arkadaşlarıyla balkonda otururken gökyüzünü izleyip durdu gülümseyerek. Ne çok severdi şu gökyüzünü çocukluğundan beri. Seslendi birisi duymadı. Bir daha seslendiler evet şimdi döndü onlara. Durmadan gülümsüyordu aptalca. İçinde çok büyük bir merak duygusu vardı. Ertesi sabah erkenden uyandı. Kasım ayı ilk defa bu kadar güzel geldi gözüne, ruhuna.
Sonra ertesi günün akşamına doğru konuşmaya başladılar. Yıllardır onu arıyormuşta bulmuş gibi. Bulmuşta kavuşmuş gibi. Sohbet bir süre ilerledi çiçeklerle ve gülücüklerle. Bu tanıdıklık hissi nereden geliyordu. Ona liseden beri çok sevdiği bir dizinin fotoğraflarını atmıştı. Konuştular. İçi kıpır kıpır. Kalbini ilk defa böyle atarken görüyor. Ertesi gün tekrardan konuştular. Hikayelerinden bahsetti. Onun kullandığı o komik efekti kullanmaya başladı. Otururken arkadaşlarına dahi yapıyor gülüyordu. Konuşuyorlardı hep her an. Kedisi Venüs’ün fotoğraflarını attı. Aralıksız konuşuyorlardı. Ertesi gün sabah oldu. Bugün ilk defa yüz yüze görüşeceklerdi. Erken çıktı işten. O kadar heyecanlıydı ki. Çıkıyordu asansörden ama kalbi çok hızlı çarpıyordu. Bu korku değildi aksine bu bambaşka bir histi. Geldi. Zili çaldı. Kapıyı açtı. Karşısında o vardı. Merhaba dedi ona merhabaa.
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta