Hayatın arayışlar evresinde ne aradığımı bilmediğim,
Yaşamın bu parçasına durmadan isyan etmek istiyordum.
İsyan, evet isyan…
Ben ki ismimi ilk kez çağırışlarda tanımıştım.
Bilir miydim karanlığın sürgün olduğu yaralı yolları?
Sadece gittiğimi bildiğim bu yolculukta, oturarak yoruluyordu insanlar.
Gözlerimi kapayıp gitmek istiyordum sonsuz yolculuğa…
Kafamı çevirdiğim sağın yorgunluğu sinmişti uçuşan canlara dahi!
Hızla yanından geçiyorum görkemli dağların arasından gördüğüm hatıralarımın,
Ne bende veda edecek güç ne onda o bekleyiş vardı.
Biz artık birbirimizin yolcusu değildik neticede, haklıydı…
Gözlerim rotasını bu sefer bulutlara çeviriyor hüznün en yorgun haliyle..
Bulutların yağmur çeşmesinin musluğunu kapatmayı unutmasını ummasını,
Rüzgarın tütün kokulu esintisini ciğerlerimdeki çöplüğüne tükürmesini bekliyordum…
Bu arayışta yolumu kesen düşüncelerin kurşunuyla debeleşirken,
İç acılarıma yeniliyorum azar azar…
Düştümse yere eğer,
dur tutma ellerimi sakın,
Toprakla anlaştım bugün,
Saracağız birbirimizi ebediyetin yatağında…
Kayıt Tarihi : 15.6.2025 02:41:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
07.06.2025




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!