Ardını göremediğim uzun sıkıcı bir yol hikâyesi anlatmak istediğim... Henüz sıcak asfaltın kokusu yakarken genzimi çıkan ketlere bent oluşturma çabası belki de umutsuzluğum… Sonu görülmeyen içtikçe içilesi bir yudum hayat kıvamında belki yaşanılanlar ve kırılan cam parçalarını yapıştırmak... İşte bu benim yol hikâyem.
Bazen kıvrıla kıvrıla, her döndüğüm kavşakta bu güçlüğü de aştım sonunda kendi yalnızlığımla, diyerek arşınladığım…
bazen dümdüz monoton boğucu yaz sıcağında ha gayret değişecek gece, gündüze dönecek düşler elbet diyerek…
Dileyerek, isteyerek...
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.