İstasyon
bir istasyondaydım, talihsiz bir saat, tarihsiz bir takvim
gibiydim, çok yağmur vardı ve hep yağmur
içimden gülmeler geliyordu, tuhaf bir hayat diyordum
kimlerin gidip geldiği hatırlanmasa da, artık biliyordum
buradaydım işte, kimseden gelmemiştim, kimseye de gideceğim yoktu
ıslak tahtalar krallığıydı bir istasyondaydım
sonra kararmış taşlar ve hoşçakal artığı raylar, yorgun ikindi kuşları
şiir kolay yürüyordu, şairlikse şaşkınlıktı başka neye yarar ki zaten
işte bir istasyondaydım, tehirliydim, suç trenlerin değildi
ben ne zaman kahkahalara yatsam, hayat bir ağlamaya uyanıyordu
ama bak aklıma ne geldi, bunu seversin
kediler asla sorumlu değildir yün yumağının çetrefilinden
önemli olan karar vermek, kedi miyim yumak mı
ya ucundan tutup sökeceksin, ya da teslim oldun diyeceksin
yoksa ölebilirsin, adressiz istasyonlar gibi kederinden
'kozamızı sevelim, asılacak urganlarımız olur ipekten'
sildim hemen, camlara burnunu dayayıp okuyan biri olur
hayata ayıp olur, ellerimi ceplerimde unutmalıyım dedim
trenler gelmiyordu, trenler gelmiyordu
içimde çok karanlık bir ormanda yine bir çocuk kayboluyordu
-di'li geçmiş zaman hikayelerinde niye oyalanır insan
kanayan bir mendil niye bırakır edip cansever
sorular cehennemi midir her ülke, of nerelere gitmeli!
gitmesem diyordum, belki bir tren gelse hiç gitmezdim
ama bir istasyondaydım işte, kendime kül mevsimiydim
ben oradaydım siz yoktunuz, tutunacak elleriniz de yoktu
ne zaman sizi düşünsem, başımı okşamayan baba, hayırsız bir anne
hiç gelmeyecek bir sevgili, hiç ısınmayan bir ev oluyordunuz
siz beni çok yoruyordunuz, ama çok yoruyordunuz
sonra dönüp dönüp geldiğim bir istasyon oluyordunuz
bir istasyondaydım, talihsiz bir saat, tarihsiz bir takvim
gibiydim, çok yağmur vardı, siz bunları zaten biliyordunuz..
(19 Aralık '01, İzmir)
Haluk IşıkKayıt Tarihi : 5.2.2002 23:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!