Dicle akar, Fırat çağlar,
Toprak uyanır, tarih ağlar.
Kil tabletlerde yazılır kader,
Sümer’in düşü, Babil’in hecesi bedel
Gılgamış arar ebedi izi,
Zigguratlar göğe uzanır diz çökmeden.
İştar’ın gözleri, aşkın ateşi,
Kum fırtınalarında saklı bir gözyaşı.
Krallar geçti, tahtlar toz oldu,
Asur’un gölgesi taşlara kazındı.
Ur’un ay ışığı, geceyi boğdu,
Lütnan sedirinde yankılanır bir naber.
Mezopotamya, ey kadim ana,
Bereketinle yeşerir çöldeki rüya.
Hikâyen taşta, suyunda, toprağında,
Geçmişin sesi çağlar, dinler misin hâlâ?
Gel burdayım ey iştar.
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 14:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!