/Sevdalar lehimlediler topraklarına.
Gemileri karaya taşıdılar,
Her taşına bir isim,
Her taşına bir can,
Bir güzide nesil tutuldu sana.
Bir çağ değiştirdiler,
Ezan okudular kulağına
Adını verdiler.
Tertemiz bir kundaktayken
Künyeni taktılar
İSTANBUL oldun./
Tan yerisin, üstüne yeminler edilen,
İkindi güneşi, binlerce kez resmedilen.
Hem Kaf Dağısın,
Hem Zümrüdanka
Suda ebru,
Suhufta hatsın.
Bir çocuğun heyecanlı ilk orucu,
Ve sıcacık pideyle ilk iftar,
Mahçup ve konuşamayan,
İki çift üşümüş elsin.
Şükür vesilesisin
Ve sebeb-i iftihar!
Merhametli bir ana kucağı,
Yorgun ihtiyara huzurlu bir döşek,
Denizin ortasında kalakalmış,
Elinden aynası düşmeyen güzelsin.
Yedi bin renksin yedi tepede...
Bir fotoğraf kağıdının üzerindeki,
Hatıra kaydısın!
Hülâsa Düş Masalı’sın sen,
Ey Şirin!
/Yeri göğü inletti sevdan!
Yıldızları üstüne serdiler.
Bir nazar ile sana,
Kalpler cilalandı.
Diller çözüldü
Memleketini unuttu kervanlar.
Gülcağazım,
Ve dudaklardan dökülen dua.
Bülbüller doldu gül avlularına.
Koştu yakınlar yalınayak
Ki uzaklar eğildi sana./
Kayıt Tarihi : 23.4.2006 16:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)